27'ler Kulübü
u/Umit
Deprem 7.5 büyüklüğündeydi ve 45 saniye sürdü. Sarsıntının merkezi olduğu İzmit Körfezi içinde Denizi arasında Marmara . Resmi verilere göre depremin kurbanları yaklaşık 17.000 kişi olmakla birlikte, bazı tahminlere göre 35.000 kişiye ulaşmaktadır.
Maddi hasarın yaklaşık 10 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor . Yaklaşık 100.000 ev yıkıldı. Deprem petrol rafinerisinde büyük bir yangına neden oldu. Petrol sızıntısı Marmara Denizi'nde ciddi su kirliliğine sebep verdi.
İzmit depremini Kasım ayında bölgede meydana gelen yeni şiddetli depremler izledi ve bu da önemli hasarlara yol açtı.
Hayatta kalanlara, yaralılara ve etkilenenlere yardım etmek için büyük bir uluslararası müdahale yapıldı. Felaketten sonraki 24-48 saat içinde kurtarma ekipleri sevk edildi ve STK'lar ve Kızılay aracılığıyla hayatta kalanlara yardım sağlandı.
19 Ağustos 1999 tarihli arama ve kurtarma sonuçları. Kaynak: USAID Toplamda, 12 ülkeden kurtarma ekipleri kurtarma çalışmalarına katıldı; Bunlar Almanya , Avusturya , Güney Kore , ABD , Fransa , Yunanistan , Macaristan , İsrail , Birleşik Krallık , Romanya , Rusya ve İsviçre idi . Türkiye'ye yardım ve destek gönderen ilk ülke Yunanistan oldu. Depremden birkaç saat sonra Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye'deki muadilleriyle temasa geçti ve bakan o ülkeye kişisel sevkiyatlarını yaptı. Yunanistan Kamu Düzeni Bakanı, TÜPRAŞ rafinerisindeki yangını söndürmek için 24 kişilik bir kurtarma ekibi ve kurtarma çalışmalarında 2 eğitimli köpek ile yangın söndürme uçaklarındaydı.
İngiltere, Türk Kızılayı'na yardım için 50.000 £ sevkıyat yaptığını açıklarken, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay mağdurlara yardım için 4,5 milyon £ bağış yaptı. Londra Stansted Havaalanından battaniyeler, tıbbi ekipman ve yiyecekler ; Thames Water mühendisleri su kaynağının yenilenmesine yardımcı oldu ve Hindistan da yeniden inşa sürecine yardımcı olmak için 32.000 çadır ve 2 milyon rupi bağışladı.
Uluslararası kedi günü her yıl 8 Ağustos'ta kutlanır. Uluslararası Hayvan Refahı Fonu tarafından 2002 yılında oluşturulmuştur. Uluslararası Kedi Günü, bazı ülkelerde Dünya Kedi Günü olarak da anılır ve başlangıcından bu yana dünya çapında büyümektedir.
Çoğu ülke şu anda bu resmi olmayan tatili 8 Ağustos'ta kutlarken, Rusya 1 Mart'ta Ulusal Kedi Günü'nü ve ABD 29 Ekim'de hem Uluslararası Kedi Günü'nü hem de Ulusal Kedi Günü'nü kutluyor.
Uluslararası Kedi Günü, kediler için farkındalık yaratma ve onlara yardım etme ve onları koruma yollarını öğrenme günüdür.
2020'de Uluslararası Kedi Günü velayeti, 1958'den beri dünya çapında evcil kedilerin sağlığını ve refahını iyileştirmeye çalışan, kar amacı gütmeyen (hayırsever) bir kuruluş olan International Cat Care'e geçti.
Kıbrıs Harekâtı, 20 Temmuz 1974'te Başbakan Bülent Ecevit’in Liderliğinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı harekâttır. Harekâtın ilk ayağı Yunanistan hükûmetinin desteğiyle gerçekleştirilen 15 Temmuz 1974 darbesinin ardından düzenlendi.
Temmuz 1974'te ilk Barış Harekâtı
Türkiye, 20 Temmuz 1974 Cumartesi günü Kıbrıs'ı işgal etti. Ağır silahlı birlikler, kuzey kıyısında Girne'ye , Yunan ve Rum güçlerinin direnişini karşılayarak, şafaktan kısa bir süre önce indi . Ankara Kıbrıs Türk Garanti Antlaşması uyarınca hakkını çağırdığını ve Kıbrıs'ın bağımsızlığını güvence altına almaya çalıştığını söyledi. “Attila” kod adlı operasyon adanın kuzey Türk kesiminde ve Türkiye'de “Barış Operasyonu” olarak biliniyor.
Temmuz 1974 Darbesi
1974 baharında Kıbrıs Cumhuriyeti güvenlik hizmetleri , Yunan rejiminin desteğiyle EOKA-B'nin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios III'e karşı bir darbe hazırladığını ortaya koydu . Atina'daki siyah koloniler 1967'de tüm Avrupa tarafından kınanan ancak ABD tarafından desteklenen bir askeri darbe ile iktidara geldi.
1974 baharında Kıbrıs Cumhuriyeti güvenlik hizmetleri , Yunan rejiminin desteğiyle EOKA-B'nin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios III'e karşı bir darbe hazırladığını ortaya koydu . Atina'daki siyah koloniler 1967'de tüm Avrupa tarafından kınanan ancak ABD tarafından desteklenen bir askeri darbe ile iktidara geldi .
2 Temmuz 1974'te Cumhurbaşkanı Makarios Yunanistan Cumhurbaşkanı Feedon Gizikis'e "Yunan askeri cunta personelinin terör örgütü EOKA-B'nin faaliyetlerini desteklediğini" belirten bir mektup yazdı . Yunanistan'a Kıbrıs Rum Muhafızlarından 600 Yunan subayı çıkarması emredildi. Yunan hükümetinin derhal yanıt vermesi darbe oldu. 15 Temmuz 1974'te, Rum subaylarının liderliğindeki Kıbrıs Ulusal Muhafız birimleri hükümeti devirdi.
Makarios saldırıdan zar zor kaçtı. O arka kapıdan cumhurbaşkanlığı konutu kaçarak gitti Baf , İngiliz onu taşırken, 16 Temmuz öğleden sonra helikopterle onu bekliyorlardı Akrotiri için Malta ve ardından Londra'da ertesi gün .
Aynı zamanda, Nikos Sampson yeni hükümetin geçici başkanı seçildi. Sampson, fanatik olarak Türk karşıtı olduğu bilinen bir Yunan aşırı milliyetçisidir ve daha önceki çatışmalarda Türk vatandaşlarına karşı şiddete karışmıştır. Hükümeti radyoda Makarios'un öldürüldüğünü, ancak aslında hayatta ve Londra'da olduğunu açıkladı. Oradan, bu iddiaları yalanlıyor.
İstanbul'da (Türkiye) Taksim Gezi Parkı olayı, yaklaşık 50 çevre aktivistinden oluşan bir grubun Gezi Parkı'nı korumak ve ağaçları kesilmesini önlemek için Taksim Meydanı'nda bir araya gelmesiyle başladı. Park da oturma eylemlerine ve protestolara başlandı. Polis protestocular ve diğer sivillere göz yaşartıcı gaz kabsülleri attı. Sonuç olarak birçok kişi yaralandı. Ardından, İstanbul, Ankara ve İzmir'de, Türkiye'nin diğer birçok şehrinde ve gösterilerde protestolar artarak devam etti.
16 Eylül 2011 tarihinde, Büyükşehir İstanbul Belediye Meclisi , park alanına inşa edilecek büyük bir AVM inşaat projesini uygulamaya karar verdi. Ancak İstanbul Mahkemesi projenin gerçekleşmesine izin vermedi. Buna rağmen, iş makineleri 28 Mayıs'ta parkı yıkmak için çalışmaya başladı. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Gençlik Derneği'nin protestolarına rağmen Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstediğini yap. Karar verdik ve inşa edeceğiz." Dedi.
Gezi parkı eylemleri nasıl başladı?
Protestonun ana nedeni İstanbul'un birkaç yeşil alanından biri olan Gezi parkının kaldırılmasıdır. Yerine 1940 yılında yıkılan Taksim Askeri Kışlalarının Osmanlı tarzı bir rekonstrüksiyonunu inşa edilmesibe karar verilmesidir. Yeni inşa edilecek binanın zemin katında lüks dairelerin üst katlarında bir alışveriş merkezi bulunacaktı. Nisan 2013'te, bu projeye karşı bir protesto hareketi başladı ve 28 Mayıs 2013'te, yaklaşık elli çevreci, onu işgal etmek amacıyla parkta kamp çadırları kurdu.
30 Mayıs 2013'te polis ilk saldırıyı yaptı, ancak protestocular çevrimiçi takviye çağrıları başlattı ve diğer protestocular geceye Gezi Parkı'nda kamp yapmak için katıldı.
31 Mayıs 2013'te polis protestoculara göz yaşartıcı gaz ve hidrantlarla tazzikli su ile saldırdı. En az 60 göstericiyi tutukladı ve yüzlerce insanı yaraladı. Polis eylemi internette, özellikle sosyal medyada büyük ilgi görür ve birçok Türk vatandaşının öfkesine neden olur. Bağımsızlık Caddesi İstiklal Caddesi'nde toplanan organize göstericilere 31 Mayıs 2013 gecesi binlerce başka vatandaş tarafından destek verilmiştir..
Havlu Günü, her yıl 25 Mayıs'ta hayranları tarafından yazar Douglas Adams'a bir övgü olarak kutlanmaktadır. İlk kez yazarın aynı yılın 11 Mayıs'ta ölümünden iki hafta sonra 2001'de kutlandı . Daha sonra yıllık bir yıldönümü haline geldi ve Adams hayranlarının tüm gün yanlarında bir havlu taşıdığı, otostopçunun Galaksi Kılavuzu'ndaki ünlü kitap serisinde önemi olan bir nesne.
Paniklemeyin ve yanınıza bir havlu alın.
Havlunuzun kullanım şekilleri:
1- İmdat sinyali olarak sallayabilirsiniz
2- İyice ıslatıp silah olarak kullanabilirsiniz
3- Dumandan korunmak için yüzünüze sarabilirsiniz
4- Canavarlardan saklanabilirsiniz ( Bugblatter )
5- Yelken olarak kullanabilirsiniz
6- Küçük bir battaniye olur
7- Kurulanabilirsiniz
Halife Ömer'in yaşadığı bir hadise nedeniyle,
Oruç'un kurallarının değiştiğini yasak olan cinsel ilişkinin serbest bırakıldığını biliyor muydunuz ?
ORUÇ gecelerinde tıpkı gündüz olduğu gibi gecede cinsellik yasaktı.
Ancak bu kurallar sonradan değişti.
Bakara Suresi 187. Ayetten öğreniyoruz. Bakalım
["Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin.]
Bu ayette oruç gecelerinde cinsel ilişkinin serbest bırakıldığını açıkça söyleniyor.
Çünkü bir şey yaşanmıştı!
Oruç ilk farz kılındığında şöyle bir uygulama vardı: Akşam iftardan sonra kadın ya da erkek, uykuya dalıp uyanırsa, artık o gece sabaha kadar cinsel ilişki haramdı. İşte gecelerden bir gece Ömer,hz resulullah'ın yanında takılıp eve geç geldi. Geldiğinde eşini kaldırıp onunla sevişmek istedi. Kadın da, sen yokken ben uyudum. Dolayısıyla kurala göre haramdır, olamaz dedi. Tabii ki Ömer onu dinlemedi ve istediğini yaptı.
Ve ertesi gün Ömer peygambere giderek
“Ey Allah’ın elçisi, ben dün gece yasak olmasına rağmen yatsı ibadetinden sonra eşimle birlikte oldum.” Peygamber, Hattap oğlu Ömer’e; “Bu sana yakışmadı ey Ömer!” dedi.
Bu konuşmaya tanık olanlardan bazıları da geceleri eşleriyle birlikte olduklarını itiraf ettiler. Peygamber üzüntü ve kızgınlıkla oradan ayrıldı. Daha sonra işte bu yaşanan olay üzerine(yukaridaki ayet) bakara sur. 187. Ayet geldi ve oruç gecelerinde cinsel ilişki serbest bırakıldı.
Görüleceği üzere Hattap oğlu Ömer’in yaşadığı bir hadise nedeniyle orucun kuralları değişti ve yasak olan cinsellik serbest bırakıldı.
Şimdi sormamız, gereken soru şu; Halife Ömer peygambere gelip, itiraf etmemiş olsaydı eğer, günümüz müslümanları bu uygulamaya yinede maruz kalırmıydı?
Bence! Halife Ömer; 'gündüz de cinsel ilişkiye girdim' deseydi ki; büyük bir ihtimal girmiştir,
bu gün; oruçlu iken cinsel ilişki belki de serbest kalmıştı, kim bilir ?
Çünkü halife Ömer'in yapısı buna müsait
Kural tanımayan biri..
Müslüman olmadan önce zorba katı bir adam ve öz kızını toprağa diri diri gömen bir adam nasıl oluyorda Müslüman olunca islamın, adalet kılıcı oluveriyor ?
Kaldıki bu adam Peygamber'in Torunu Ümmü gülsüm'ü 10 yaşlarında elindeki yetkiyi kullanarak zorbalık yaparak koynuna almış birisi...
Dedik ya; Ömer bu kural tanımaz!
Halife Ömer'in bu ilk vukuatı değildi!
Aynı buna benzer iki olayı daha var !
Ömer'in hanımı aybaşı halinde iken onunla cinsel ilişkiye girmesi
Abdulhamid b. zeyd ibni'l-Hattab'dan (naklen) rivayet etti (ki , Abdulhamid) şöyle dedi :
Ömer'in cinsi münasebetten hoşlanmayan bir karısı varmış. O, onunla cinsi münasebet yapmak istediği zaman hep hayızı bahane edermiş. Derken bir gün, sözüne inanmayarak onunla cinsi münasebet yapmış. Fakat ( bu defa ) onun doğru söylediği görülmüş. Bunun üzerine (ömer) Resulullah (s.a.a) gelmiş (o) da O'na bir dinarın beşte birini sadaka vermesini emretmiş.
(Kaynak.. Darimi, c.2, s.2 s.433, H.1115, Madce y. 1995-İstanbul
Cem'ul evaid, c.1 s.135, H.864, İz y. 1996-İstanbul)
(tabi bunlar islamın kendi kaynakları olunca Ömer'in itibarını kurtarmak için Kadını yalancı konumuna konmuş olması büyük bir ihtimal )
Ömer bir gün hz Muhammed'e (s.a.a) gelip, "Aman helak oldum (yani ağır bir suç işledim)" der.hz resulullah Hayırdır; ne yaptın ki?" diye sorunca, Ömer, "Ben eşimle cinsel ilişkide bulunurken makattan (arkadan) yaptım" cevabını verir.
Ömer'in yukarıdaki "Helak oldum. Çünkü eşimle arkadan seviştim" sözünü içeren ve Bakara suresinin 223. ayet...>>>
>>>"Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele"
bunun üzerine indiğini açıklayan birkaç kaynağı aşağıya alıyorum. Bu ayetle ilgili farklı sebep-sonuç ilişkilerinden de söz edilir; ama tabii ki başrolde olan Ömer'dir!
Tefsirlerden: Cessas, İbni Kesir, Kurtubi, Ibni'l Arabijaberi, Suyuti, Er-Razi, Begavi ve daha niceleri ilgili ayet yorumunda Ömer'in yukarıdaki olayı üzerine bu ayetin indiğini belirtiyorlar.
Bu ayete göre insanlar hanımlarıyla hem mutad yoldan, hem makattan istediği şekilde cinsellik yaşayabilir; ayet buna bir fetvadır diyenlerin görüşü. Bunu savunanlar arasında İmam Ahmet b. Hanbel, Abd b. Hamit, muhaddislerden Tirmizi, Nesai, Ebu Ya'li el-Mevsıli, İbni Cerir, İbni Munzir, İbni Ebi Hatem, İbni Hiban, İmam Taberani, Beyhakı, Haraiti, İbni Ömer, Nafi gibi isimleri sıralar İmam Suyuti. Hatta şunu da aktarır: İmam Şafii'den sormuşlar: Bir erkek eşiyle sevişirken makattan da ilişkiye girebilir mi? diye. O da, “Bu konuda kanıt yok, anlaşılan o ki, helaldir/dinen sakınca yoktur.” yanıtını vermiş.
Hatta İmam Şafii ile Muhammed b. Hasan arasında bu konuda bir tartışmanın geçtiğini de aktarıyor İmam Suyuti. Muhammed diyor ki, mademki İcadını tarlaya benzetmiş,
(verimlilik demek) o halde bilinen yol dışında haramdır. Çünkü başka yerlerden sevişmekte verimlilik yok. Çocuk ancak o malum yerde cinsellik olursa oluşur. Onun için başka yerler anlaşılmamalı diyor.
İslam dünyasını bölen bölüştüren, bu gibi anlamsızlıklar yumağı çarpık ilişkiler.
bu basit olay bile gözler önüne sermiyor mu?
Halife Ömer'in peygamberin yanında hep bir ayrıcalığı vardı. Kur'an'da bir çok ayet, Ömer'in
Keyfine göre, yada önerisi sonucu Allah Halife Ömer'i duyuyor anlamı yüklenerek kur'anda bir kaç ayete etkisi olmuştur.
Baksanıza peygamber Ömer'e 'Karınla anal seks yapmak haram' demedi diyemedi!
"Kadınlar sizin tarlanız, istediğiniz gibi girin"
Demekle yetindi! Ayrıca bu bir Tanrı'nın söyleceği Bir söz Olabilir mi?
Yoksa Muhammed Ömer'den çekiniyormuydu ?
Muhammed'in Ömer için bir söylediği bir hadis
Bu durumu açıklar niteliğinde
“Allah’a yemin olsun ki, ey Ömer eğer şeytan sana bir caddede rastlamış olsa, mutlaka senin tuttuğun yoldan yönünü çevirip başka bir yol alır” der. Evet; Ömer’in sertliğini ortaya koyan bu önemli hadis, Buhari ile Müslim’de ortak olarak işlenmiştir. (215)
Diğer bir hadis;
‘'Şayet benden sonra Peygamber gelseydi, bu Ömer olurdu‘'
Şimdi burda şeytanın Ömer'i görmesi ile yolunu değiştirmesi, onun çok imanlı olduğu için mi ?
Tabiki de hayır! Sert ve kural tanımaz birisi olduğu içindir. hatta Muhammed'in bu sözleri söylerken yaşanan bir takım olaylar olması sebebi ile söylenmiştir...
İşte dememiz o ki; zamanında, şeylerinin keyflerine göre şekillendirilmiş bir dini, 1400 sene sonra insanların bunu din diye yaşamaları nekadar acı değil mi?
Anneler Günü , ailenin annesinin yanı sıra annelik, anne bağları ve annelerin toplumdaki etkisini onurlandıran bir kutlamadır. Dünyanın birçok yerinde, en çok Mart veya Mayıs aylarında, çeşitli günlerde kutlanmaktadır. Babalar Günü, Kardeşler Günü ve Büyükbaba ve Büyükanneler Günü gibi aile üyelerini onurlandıran benzer kutlamaları tamamlar. Ülkemizde mayısın her 2 haftasında kutlanır.
Modern Anneler Günü Amerika Birleşik Devletleri'nde, 20. yüzyılın başlarında Anna Jarvis'in girişimiyle başladı. Bu değil (doğrudan) bu tür Yunan kült olarak binlerce yıldır dünyada var olan annelerin ve annelik birçok geleneksel kutlamaları, ilgili Kibele, Rhea Tanrıların Büyük Anne, Roma festivali Hilaria veya Hıristiyan Anneler Pazar kutlamaları (başlangıçta annelik değil, Ana Kilise anma töreni). Bununla birlikte, bazı ülkelerde Anneler Günü hala bu eski geleneklerle eş anlamlıdır.
Anneler Günü'nün ABD'den türetilmiş modern versiyonu çok ticarileştiği için eleştirildi. Kurucu Jarvis'in kendisi bu ticarileşmeden pişman oldu ve bunun asla niyeti olmadığı konusundaki görüşlerini dile getirdi.
İlaç yada aşı üretmek çok büyük kısıtlamalar ve yakın takip eşliğinde araştırılması ve yürütülmesi gerekmektedir. Bu prosodürleri takip etmek, yeni bir keşif yapmak hiç kolay değildir. Ayrıca üretilen ilaçın yada aşının gelecek insan jenerasyonlarına etki etmemesi ve insanda genetik tahribata yol açmaması gereklidir. Bu yüzden her adım dikkatlice planlanmalı ve uygulanmalıdır. Tam randumanlı bir ilaç yada aşı üretmek oldukça uzun yıllara mal olabiliyor.
Covid salgınından sonra Haziran'da aşıyı bulsalar Temmuz'da Alaçatı'da fink atarım diyenler aşağıda aşıların bulunma tarihlerine bakabilirler.
Kuduz - 4 yıl, 1881-1885
Kızamıkçık - 7 yıl, 1962-1969
Boğmaca - 8 yıl, 1906-1914
Kızamık - 9 yıl, 1954-1963
Grip - 14 yıl, 1931-1945
Japonensefaliti - 20 yıl, 1934-1954
Çocuk felci - 20 yıl, 1935-1955
Tüberküloz - 21 yıl, 1900-1921
Kabakulak - 22 yıl, 1945-1967
İnsan papilloma virüsü - 23 yıl, 1983-2006
Hepatit A - 24 yıl, 1967-1991
Rotavirüs - 26 yıl, 1980-2006
Çiçek hastalığı - 26 yıl, 1770-1796
Sarıhumma - 27 yıl, 1912-1939
Kolera - 30 yıl, 1854-1884
Su çiçeği hastalığı - 34 yıl, 1954-1988
Hepatit B - 38 yıl, 1943-1981
Keneyle geçen ensefalit - 39 yıl, 1937-1976
Difteri - 40 yıl, 1883-1923
Tetanos - 40 yıl, 1884-1924
Hemofilus influenza - 44 yıl, 1933-1977
Tifo - 58 yıl, 1838-1896
Pnömokok - 66 yıl, 1911-1977
Menenjit - 68 yıl, 1906-1974
Bunlarda henüz aşı bulunmadı
Ebola - 1976
Aids - 1981
Sars - 2003
Mers - 2013
Covid-19 - 2019
Star Wars hayranlarının Star Wars kültürünü ve filmi anmak için gayri resmi olarak tatil ilan ettikleri gündür.
4 Mayıs, filmde fenomen haline gelmiş . (Luke Skywalker günü olarak da bilinir.)
Star Wars Day, 4 Mayıs'ta dünyanın dört bir yanındaki Star Wars hayranlarının resmi olmayan bir kutlamasıdır. Bu gün Yıldız Savaşları için basit bir nedenden dolayı seçildi -"May the force be with you. - Güç seninle olsun." repliğinin okunuşuyla ilgili yapılan kelime oyunu dolayısıyla (May the fourth be with you) benzer şekilde telaffuz edilir.
Bu ifade ilk kez 1979'da, Başbakan Margaret Thatcher seçimindeki zafer için tebrik edildi (ve daha özel olarak bir basın duyurusu yoluyla). Mayıs, Star Wars ile çok ilişkili bir aydır - 2005'e kadar destanın her bölümünün prömiyeri Mayıs ayında gerçekleşti (bu gelenek, yedinci bölümün prömiyerinin gerçekleştiği 18 Aralık'ta 2015'te kırıldı).
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir. Türkiye'de ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmaya başlandı.
Başlama: 1889
Törenler: Örgütlü yürüyüş ve gösteriler
Türü: Uluslararası gün
Kutlayanlar: İşçi sınıfı, sosyalistler, komünistler, anarşistler ve diğer sol gruplar