Merkel Titredi
Angela Merkel, Almanya’nın başkenti Berlin’de Ukrayna Cumhurbaşkanı için düzenlenen resmi törende kendine hakim olamayarak adeta zangır zangır titredi.
16 haziran Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım karşılaşmasının beden dili analizi
Beden Dili ve Mikro Mimik Uzmanı Semih Pehlivan, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul seçimini şaibeli bir şekilde iptal etmesiyle mazbatası elinden alınan seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve rakibi Saray'ın adayı Binali Yıldrıım'ın katıldığı ortak canlı yayın programını değerlendirdi.
Yıldırım'ın, programın moderatörü İsmail Küçükkaya'nın 'beka' sorusu sonrasında "dur" ya da "sus" işareti yaptığını gözlemlediğini söyleyen Pehlivan, İmamoğlu'nun ise oldukça rahat bir yayın geçirdiğini belirtti.
Sözcü'den Kubilay Aydın'ın sorularını yanıtlayan Pehlivan'ın açıklamaları şöyle:
İsmail Küçakkaya taviz vermeyen ve kontrolü kaybetmeyen bir görüntü çiziyor. Zaman zaman Binali Yıldırım'a zaman zaman da Ekrem İmamoğlu'na destek oluyor gözükse de tarafsız bir portre çizdi. Bu anlamda beden dilini etkin bir şekilde kullandı.
'YILDIRIM HEYECANLI'
Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu’na göre oldukça gergin. Ekrem İmamoğlu ise oldukça heyecanlı. Binali Yıldırım daha çok ezberlediğini tekrarlıyor izlenimi veriyor. Zaten ezber dışına çıkıldığı anda ya müdahale ediyor yada bir takım sesler çıkarıyor.
'DUR YA DA SUS İŞARETİ'
İsmail Küçükkaya sorular arasında “Beka sorunu var demiştiniz” deyince Binali Yıldırım çok gerildi ve iki eliyle İsmail Küçükkaya’ya “Dur” veya “Sus” anlamına gelecek hareket yaptı.
Ekrem İmamoğlu veriler gösterirken Binali Yıldırım asla o tarafa bakmıyor, genelde mümkün oldukça o tarafa bakmak istemiyor.
Binali Yıldırım bazı konularda çok geriliyor. Özellikle AA veya YSK ile ilgili iletişimlerde çok gergin bir hal alıyor. En çok rahatsız olduğu şey ise “Kul hakkı yendi” konusu idi. Bu konuda açıklama yaparken sesi çok net olarak düştü.
'ELİNİ GÖĞSÜNE GÖTÜRÜYOR'
Binali Yıldırım kendi de inanmadığı şeyleri söylerken elini göğsüne götürüyor. Örneğin; Seçimi kazanmışız tabii ki afişleri asacağız derken bu hareketi yaptı. Bunun anlamı beden dilinde vücudunun savunmasız yerlerini kapama ihtiyacı olarak açıklanır. Bu hareketin benzerini bazen siyasetçiler elleriyle ceketlerinin önünü kapama şeklinde gösterirler. Benzer bir şekilde vakıflara destek olmak gerekiyor derken eli tamamen göğsündeydi. Tüm program sırasında bu hareket tekrarlandı. Mal varlığı konusunda da durum aynı idi.
Ekrem İmamoğlu beden dilini Binali Yıldırıma göre çok daha iyi kullanıyor. Örneğin “Demokrasiyi sekteye uğratanlar” derken eliyle Binali Yıldırımı gösterdi.
Ekrem İmamoğlu bir noktada kontrolü kaybediyor gibi göründü. O da 'Ne soru soracağımı siz mi karar vereceksiniz' dedi. Fakat bu kontrolü kaydetmekten ziyarete hakkının yendiğini düşündüğü için müdahale olabilir.
Binali Yıldırım normalde solak bir siyasetçidir. Fakat gergin olduğu anda sağ elini yoğun kullandı. Kişiler gergin olduklarında aktif kullandıkları ellerinin tersini kullanır.
Binali Yıldırım duruş olarak sanki kulaklıktan talimat alıyormuş izlenimi veriyordu.
İkinci bölümde Binali Yıldırım yönünü mümkün oldukça Ekrem İmamoğlu’na göre ters tarafa çevirdi.
İmamoğlu zaman yönetimi konusunda sıkıntılı…
Ekrem İmamoğlu zaman yönetimi konusunda sıkıntılı. Bazen aynı şeyleri sıklıkla tekrarlama eğiliminde olduğu için süreyi iyi değerlendiremiyor. Dolayısıyla bazen 3 dakikalık sürede soruya vereceği cevap için 15-20 saniye kalıyor."
16 haziran Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım karşılaşması
CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu ile AKP'nin İstanbul adayı Binali Yıldırım, 23 Haziran seçimleri dolayısıyla ortak yayında bir araya geldi.
İki aday moderatör İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayacak.
Yıldırım'ın canlı yayın için Kongre Merkezi'ne geç gelmesi nedeniyle canlı yayın 3 dakika gecikmeyle başladı.
İsmail Küçükkaya: Biz bu seçime niye gidiyoruz?
Binali Yıldırım: Sizin oylarınız sayılırken gariplikler oldu, şaibeler karıştı. YSK seçimin sahibi olarak yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz yenilenmemesiydi. Tercihimiz tüm oyların yeniden sayılmasıydı.
Oylar çalındı. Benim oyum bir başka adaya yazıldıysa bu çalınmadır, YSK bunu dikkate alarak bu seçimin yenilenmesine karar verdi.
İsmail Küçükkaya: Ben bu seçime niye gidiyorum, Yıldırım'ın sözlerini nasıl yorumlarsınız?
Ekrem İmamoğlu: 31 Mart gecesinde 23.25'te Binali Yıldırım seçimi kazandım dedi, sonra AA veri girişini durdurdu. O günün sabahında YSK başkanı bizi teyit eden açıklamayı yaptı. 29 bin fark vardı diyor Yıldırım, ilk fark 24 bindi. AA bu veriyi niye kesti, Yıldırım'ın tek bir açıklaması yok. Sondaj yapacağız dediler, 13 bine indi. Son tutanak 14 bin 657 fark. Bu zarfta 4 oy var. 4 oydan üçü temiz, biri değil diyorlar. Seçim sonucu tertemizdir anamızın ak sütü gibi tertemiz.
İsmail Küçükkaya: O gün ne oldu, veri akışı durdu...
Binali Yıldırım: Verileri çarpıtmaya gerek yok. Fark 29 bin olarak açıklanmıştı. Ekrem Bey ilk açıklamayı 21.00'de yaptı. AA niye yayını kesti kesmedi, o benim işim değil, elimizdeki verilere göre konuşuyoruz. Elimizde veriler var. 4 pusula olayı aldatmaca, 4 pusula var, itiraz edilen büyükşehir. İlçelerde de itirazlar vardı.
İsmail Küçükkaya: 31 Mart'ta bitti seçim, YSK 6 Mayıs'ta seçim kararı verdi... Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz, bu seçimi biraz anlatmanızı istiyoruz. Biz İstanbul seçimine mi gidiyoruz?
Binali Yıldırım: Ekrem Bey yeniden sayıma itiraz etmedik diyor, bu kocaman bir yalan. Sandıkların tamamı sayılsaydı sonuç lehimize değişecekti. Benim söylemlerim değişmedi, organik bir kampanya yapacağımı, İstanbullularla buluşacağımı söyledim. Bunu yaptım, yapmaya da devam edeceğim:
İsmail Küçükkaya: Beka söylemi vardı...
Binali Yıldırım: Biz bir ittifak olarak giriyoruz seçime, bu ittifakta partiler var.
Ekrem İmamoğlu: YSK'nın kararında çaldılar yok, sadece sandık kurulu üyelerine bakıyor. Ben kazanmış belediye başkanım. Bu seçim bir demokrasi mücadelesidir. Bu süreçte hiç beka söylemi yoktur. Hakkımız yendi, kul hakkı yendi aynı zamanda derinden bir demokrasi mücadelesi bu.
İsmail Küçükkaya: Neden size oy vereyim 23 Haziran'da?
Ekrem İmamoğlu: 31 Mart akşamında yaşananları geçemeyiz. Bu süreçte yaşananlar çok çarpıcıdır. AA'nın veri girişi, Yıldırım'ın kazandık demesi, İl Başkanı'nın sayı vermesi. Tüm İstanbul gönül belediyeciliği kazandı diye afişlerle donatıldı, biz tutanaklarımızı tutmasaydı o gece bu iş biterdi. Bu bir kurgu sürecidir, çok net. Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz, kul hakkı yenilmesine karşı mücadele veriyoruz.
İsmail Küçükkaya: Neden size oy vereyim?
Binali Yıldırım: İthamlar var, kul hakkı yemek, kibirli olmak. Bunlar kimi adresliyor? Biz hukuk mücadelesi vererek hakkımızı aradık, bu seçim tekrarlanıyor. Bu ilk defa olmuyor. CHP oyların tamamını sayılmasına direnmeseydi bu seçim yenilenmeyecekti. Rahatlıkla geçecektik. Biz birbirimize yakın oylar aldık. En son fark 13 bin civarındaydı. İkimiz arasında oylar yeniden sayıldı, ben 10 kazandım, Ekrem Bey 2 kazandı. Ben AA ile görüşmedim. Benim en tahammül edemeyeceğim şey yalan konuşmak Ekrem Bey. Ben ne bileyim neden kesilmiş AA'nın veri akışı.
İsmail Küçükkaya: Vaatleri vardı rakibinizin...
Binali Yıldırım: 25 yıldır biz İstanbul'a çok şey yaptık. 25 yıldır AKP belediyeciliği İstanbul'a çok şey kazandırdı.1994'de kişi başı 14 litre su veriliyordu, şimdi 101 litre veriliyor. 1994'te 32 bin kişi metroyla taşınıyordu, bugün 4 milyondan fazla. Böyle devam ediyor... Dediniz ya ne yaptınız diye.
Su indirimi bizim de vaatlerimiz arasında vardı ama Ekrem Bey'in önerdiği indirim tarzı değil, bizim önerdiğimiz şekilde çıktı.
İsmail Küçükkaya: Mazbatayı aldığınız 18 gün nasıl geçti?
Binali Yıldırım: Ben yalan konuşmam öncelikle onu söyleyeyim. Yanlış kampanya yönettiniz ampüle bas diye, geçersiz oylar sizde daha çok oldu. Biz vaatlerimizi tek tek yerine getirdik, bizim projelerimiz kopyalanıyor. Biz ulaşım indirimi dedik, nasıl olacak dediler, hesap yapmayı bilmiyor dediler. 25 yılda elbette bir şeyler yapacaklar. Bu indirimler bizim kararlarımız, biz taahhüt ettik, yerine getirdiler.
İsmail Küçükkaya: Binali Bey'e bir soru sorabilir misiniz? O da size soracak.
Ekrem İmamoğlu: Anadolu Ajansı'nın o akşam yaptıkları sizin için ne ifade ediyor, 12 saat veri verememesi. Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri doğal karşılarken, AA ile görüşmediğinizi söylüyorsunuz. İstanbul'da gönül belediyeciliği afişlerine kim karar verdi, çaldıların muhattabı kim?
Binali Yıldırım: Veriyi neden kestiğini Anadolu Ajansı yetkilileri açıklamalı. Normal değil, kabul ediyorum ama muhattabı ben değilim. Neden gönül belediyeciliği kazandı afişleri asıldı çünkü çok sayıda ilçe kazandık, 25 belediye kazandık, 14 de karşı taraf. Sonuç buyken kaybettik mi diyecektik? Bu gayet doğal, bir iki gün sonra onlar da astılar.
Binali Yıldırım: Göreve gelir gelmez neden verileri kopyalama emri verdiniz, bunun kişisel verileri koruma kanununa aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz?
Ekrem İmamoğlu: Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi yapabilir demişti Yıldırım. Afaki değişiklik yapılabilir, bize ihbarlar geliyor. Kaldı ki yapamadık mahkeme kararı sonrası. Kaldı ki o da hukuksuz bir karar. Ancak veri yedekleme, bu kadar basit, bu kadar kolay bir işlemi başka yerlere taşımak. Bunun güvenlik açısından hiçbir riski yok, zaten belediyede saklanacaktı.
Saffet Soykal
Bir efsaneyi yeniden hatırlayalım. Kendi kanalına sinirlenen kıbrıslı sunucu abimiz.
Hızlı okumak için tavsiyeler
Hiç şöyle önemsiz, hafif ve ağrısız bir hastalık ya da yaralanmayla karşı karşıya kalmayı dilediğiniz oldu mu? Böylelikle evde kalarak okumanız gereken her şeyi bitirebilirdiniz, değil mi?
Peki, birkaç kötü alışkanlığı tespit edip değiştirerek en ufak bir ayrıntı dahi kaçırmadan okuma hızınızı kolayca artırabilmenin mümkün olduğunu biliyor muydunuz?
Hastalanarak mı diyorsunuz?
Üzgünüz ama bilemediniz. Sorumuzun cevabı hastalanmanız değil, hızlı okuma becerisidir.
Bu nedenle bu yazımızda hızlı okuma ve hafıza teknikleri üzerine eğitim veren StudyFast şirketinin CEO’su girişimci Jordan Harry’nin bu konuya ilişkin tavsiyelerine yer vereceğiz. Bu yazıdan öğrenecekleriniz, hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan çok daha hızlı bir okumanın nasıl mümkün olacağına dair bir fikir elde etmenizi sağlayacak.
Harry, çocukluğu boyunca okumaktan nefret etmiş bir girişimci. Kendisi bu durumu şu sözlerle açıklıyor:” Çocukken konuşma güçlüğü çekerdim, kelimeleri telaffuz edemediğim için onları anlamakta da zorlanırdım. Dolayısıyla okuma hızım yerlerdeydi. Bugün kullanmakta olduğum bu yöntemi keşfedinceye kadar okumak benim için kabustan farksız bir deneyimdi hatta en büyük korkum olmuştu ”.
Sayısız konuşma terapisi ve bol bol pratiğin ardından Harry’nin okuma hızı belirgin şekilde yükseldi – ve bu yükseliş aynı hızla devam etti. Bugün dakikada 1.500 kelime okuyabiliyor (ortalama bir kişi dakikada 200 ila 300 kelime okur) ve kullandığı bu yöntemi tüm dünyaya öğretmeyi amaçlıyor. Harry’e göre hızlı okuma becerisi sadece çok azımızın sahip olabileceği bir süper güç değil, aksine o da tıpkı diğer beceriler gibi sonradan öğrenilebilir.
Harry hızlı okuma konusunda bizi yavaşlatan üç alışkanlık tespit etti. Kendisi de pek çoğumuz gibi bu alışkanlıklardan muzdaripti. Ancak bizlerden farklı olarak bu alışkanlıkları tanımlayıp onlara neyin sebep olduğunu öğrendiğimizde söz konusu alışkanlıkların üstesinden gelebileceğimizi fark etti. “Kötü okuyucu yoktu, sadece kötü okuma alışkanlığına sahip olanlar vardı. Hangi alışkanlıkların okuma hızınızı engellediğini öğrendikten sonra daha hızlı okuyamamanız için mantıklı bir sebep bulmak imkansızdı ”.
Peki, nedir bu alışkanlıklar?
Şimdi Harry’nin de yardımıyla hızlı okuma sürecine ket vuran kötü alışkanlıklarımızı irdeleyip onlardan kurtulmanın yollarını arayalım. Bakalım hızlı birer okuyucuya dönüşmek için neler yapmamız gerekiyor
1.İç Seslendirme
Kötü okuma alışkanlıklarından ilki iç seslendirmedir-okurken zaman zaman kullandığınız o küçük ses. “Çoğumuz ta küçük yaşlardan itibaren yüksek sesle okumayı öğrenir ve okuma konusunda belirli miktarda bir ilerleme kaydettiğimizde ise içimizden okumaya başlarız. Hatta çoğu zaman bu geçişin farkında dahi olmayabiliriz.”
Peki, bu durum neden bir problem teşkil eder? İnsanların ortalama konuşma hızı dakikada 100–160 kelime olduğundan okuma hızımız da buna bağlı olarak ilerler ki söz konusu okuma ise bu durum bizi oldukça yavaşlatacaktır. “Daha hızlı okumak istiyorsak, kelimeleri duymanın aksine kelimeleri görmeye başlamalıyız”.
Gelelim bu alışkanlığı nasıl değiştirebileceğimize. Harry’nin hızlı okumaya ilişkin sizlere sunacağı ilk püf noktası okuma esnasında dilinizi damağınızın üst kısmına dokundurmanızdır. Bu hareket farkında olmadan yaptığınız iç seslendirmeyi önleyecek ve beyninizin dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak durmasını sağlayacaktır.
Ayrıca okurken klasik veya enstrümantal müzik dinleme yöntemini de deneyebilirsiniz. Bu yöntem sesli okumanın bir parçası olan iç sesinizi susturmaya yardımcı olabilir ve sizi odaklanmanız için oldukça elverişli bir ruh haline sokar.
2. Regresyon(Yeniden Okuma)
İkinci bir kötü okuma alışkanlığı ise regresyon yani gerilemedir. Hayır hayır, bu ilerleyen yıllarda gençlik romanlarına ya da çizgi romanlara olan düşkünlüğünüzün daha bir artması ile ilgili bir durum değildir- ki böylesi bir şey asla bir sorun teşkil etmezdi. Harry’e göre, gerileme sayfanın sonuna veya bir makalenin yarısına geldiğinizde şöyle bir durup okuduklarınızdan hiçbir şey anlamadığınızı fark ettiğiniz zamanı ifade eder ya da belirli bir kişi ya da özel bir terimle karşılaşır ve onları hiçbir şekilde hatırlayamazsınız. Sonunda geri dönüp okumaya en baştan başlamak zorunda kalırsınız.Yani hızlı okumada regresyon yeniden okuma durumunu anlatır. Üstelik bu durum tekrar tekrar yaşanabilir. Bunun temelinde ise anlayış kabiliyetinizdeki bir eksiklik değil, odaklanma veya konsantrasyon problemi yatar. Büyük bir dikkatle okuduğumuzu düşündüğümüz anlarda dahi dikkatimiz bir anda dağılıverir.
Peki, bu alışkanlıktan nasıl kurtulacağız?
İşe okuduğunuz şeye yönelik ilginizi yeniden canlandırmakla başlayabilirsiniz. “Okurken düşüncelerimiz daldan dala atlamaya başlar çünkü biz pasif hale geliriz. Bu nedenle her daim büyük bir merak içinde olmamız gerekir. Merakınızı her daim canlı tutmalısınız. İçinizdeki çocuğa dönün ve onun – “Bu ne demektir?” ve “Kim o?” vb. sorularını açığa çıkarın. Harry’nin önerdiği diğer sorular arasında “Neyi arıyorum?”, “Ne gibi anahtar kelimeler ve rakamlar bulmam gerekiyor? ” var. Ayrıca birkaç dakikada bir durup durumunuzu kontrol edebilir ve kendinize“ Şimdiye kadar ne öğrendim? ”diye sorabilirsiniz.
Bu problemin üstesinden gelmenin bir diğer yolu da “kayma”dır. Kredi kartı veya zarf gibi bir nesneyi kullanarak, okuduğunuzda cümleleri kapatın; kitabınız veya ekranınızdaki sayfanın sonuna gelinceye kadar koruma kalkanınızı kaydırmaya devam edin. Harry’e göre bu yöntemin en güzel yanı okuduğunuz cümleyi yeniden okumaya ilişkin güvenlik ağınızı kaldırmasıdır – yani okuduğunuz cümleyi dikkate almanız gerekir, çünkü kaçırırsanız geri dönmenin yolu yoktur.
Son strateji ise içsellikten daha uzaktır. Okuma esnasında konsantre olmanızı sağlayacak uygun ortamlar seçebilirsiniz. Bazı insanlar için bu kütüphane benzeri sessizliğin olduğu yerler anlamına gelebilir. Ancak bu sizin için işe yarar bir yöntem değilse siz de diğerleri gibi insanların çalışmak için kullandığı bir kahve dükkanını deneyebilirsiniz. Kafelerin çoğu “üretkenlik için en uygun ortamı yaratmayı öğrenmiş durumda- ne çevrenizde olup bitenlerin dikkatinizi dağıtacağı kadar gürültülü ne de kafanızın dağılmaya başlayacağı kadar sessizler”.
3.Fiksasyon
Hızlı okumamıza engel olan üçüncü kötü okuma alışkanlığı da göz fiksasyonu yani takılıp kalmadır. Bu durum okurken tesadüfen gözünüze takılacak sayfa/ ekran üzerindeki belirli noktaları ifade eder ve farkında olmayarak da olsa gözümüz başka noktalara takıldığında okuma hızımızı yavaşlatmış oluruz.
Peki, bu alışkanlığı nasıl değiştirebiliriz? Harry bir hız ayarlayıcı kullanmanızı öneriyor – cümleleri okurken onları takip edip ilerlemeniz konusunda gözlerinizi eğitebilecek bir araç. Parmağınız, kaleminiz hatta ekran üzerinde okuma yapanlarınız için bir imleç dahi bu görev için uygun olabilir. “Bu yöntemin iki avantajı vardır: İlk olarak okuma hızımızı korumamızı sağlar. Çünkü genelde iş işten geçinceye kadar ne kadar hızlı ya da yavaş okuduğumuzu anlayamayız. Yöntemin ikinci avantajı ise gözlerimizi daha hızlı okumaya teşvik etmesidir- çünkü onu hızlı bir şekilde okumaya zorlarız. ”
Harry bu alışkanlıklardan kurtulup üzerine de şahsi deneyimlerinden edindiği birkaç hayat kolaylaştırıcı yöntemi ekleyince günde bir kitap bitirir olmuş. Günümüz bilgi dünyasında kritik bir beceri sayılacak hızlı okuma tekniklerini herkese duyurmak ve onlara yardımcı olmak istiyor.
Bir de insanların hızlı okumanın “ihtiyacınız olduğunda kullanıp aksi durumlarda ise yararlanmayı bırakabileceğiniz bir süper güç” olduğunu da fark etmelerini diliyor. Yani söz konusu hızlı okuma ise kontrol tamamen sizin elinizde! Tıpkı içinde bulunduğunuz duruma göre yürüme hızınızı değiştirdiğiniz gibi- kapanmak üzere olan bir markete yetişmek için koşar adımlarla yürüdüğünüzü hatırlayın- okuma hızınızı da zevk için mi yoksa ihtiyaç için mi olacağı gerçeğine göre değiştirmeniz mümkündür.
Anlayacağınız hızlı okumaya dair bu kötü alışkanlıklardan kurtulmayı gerçekten başardığınızda size düşen tek şey okuduğunuz her neyse onu bir an evvel tüketmeden evvel tadını çıkarmak için ne kadar zaman ayıracağınıza karar vermek olacaktır.