Bilimsel çalışmalar gözlerimizde yaşayan, göz sağlığına yararlı bakteriler olduğunu gösteriyor. Göz mikrobiyomu olarak adlandırılan bu bakterilerin davranışlarının tam olarak anlaşılması, çeşitli göz hastalıklarının tedavisinde yararlı olabilir.
Sindirim boşluğunun ve derinin insan sağlığına yararlı mikroorganizmalara ev sahipliği yaptığı uzun süredir bilinir. Gözlerinse yakın zamanlara kadar steril olduğu; havadan, ellerden ya da göz kapaklarından göze bakteriler bulaşsa bile gözyaşı tarafından öldürülecekleri ya da uzaklaştırılacakları düşünülürdü. Ancak bilimsel çalışmalar gözlerin de yararlı bakterilere ev sahipliği yaptığını gösterdi. Göz mikrobiyomundaki belirli türde bir bakterinin sayısının aşırı derecede artması ya da azalması durumunda göz hastalıkları ortaya çıkabiliyor.
Göz mikrobiyomunu oluşturan dört bakteri cinsi var: Staphylococci, Diphtheroids, Propionibacteria ve Streptococci. Ayrıca sağlıklı insanların yaklaşık %65’inin gözlerinin yüzeyinde bulunan TT virüsü de göz mikrobiyomunun bir parçası olarak kabul ediliyor. Göz mikrobiyomu ırka, yaşa, coğrafi bölgeye, kontakt lens kullanımına ve hastalık durumuna bağlı olarak değişiyor.
Son on yıl içinde göz mikrobiyomuyla göz hastalıklarının ilişkisi hakkında pek çok bilimsel çalışma yapıldı. Ancak bugüne kadar varılan sonuçların büyük çoğunluğu sadece korelasyon düzeyinde. Başka bir deyişle bazı bakterilerle bazı hastalıkların arasında ilişki olduğuna işaret eden veriler var. Ancak bu bakterilerin bu hastalıkların sebebi olup olmadığı tam olarak bilinmiyor.
Tony St. Leger ve Rachel Caspi adlı iki araştırmacı, Crynebacterium mastitidis (C. mast) bakterilerinin bağışıklık sistemi hücrelerini uyardığını ve böylece zararlı mikroorganizmaları öldüren maddelerin gözyaşlarına salındığını keşfetti. Fareler üzerinde yapılan deneyler, gözlerinin yüzeyinde C. mast bakterileri bulunan farelerin körlüğe sebep olduğu bilinen Candida albicans ve Pseudomonas aeuruginosa bakterilerine karşı daha dirençli olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, bağışıklık sistemi ile C. mast bakterileri arasındaki bu ilişkiden yararlanarak kuru göz hastalığı gibi çeşitli yaygın göz hastalıklarının tedavisi için yeni yöntemler geliştirmeye çalışıyor.
Günümüzde bazı göz hastalıklarının tedavisinde antibiyotikler kullanılıyor. Ancak bu ilaçlar çoğu zaman yararlı mikroorganizmalara da zarar veriyor. Göz mikrobiyomu üzerine yapılan araştırmaların temel amaçlarından biri hastalığa sebep olan mikroorganizmaların tespit edilmesi. Böylece yararlı mikroorganizmalara zarar vermeden kuru göz hastalığı, Sjogren sendromu (göz ve ağız kuruluğuna neden olan bir otoimmün hastalık) ve kornea çizilmesi gibi göz hastalıklarını tedavi etmek mümkün olabilecek. Ancak bakterilerden yararlanılan tedavi yöntemlerinin geliştirilebilmesi için öncelikle bakterilerin hangi koşullar altında göz yüzeyinde yaşayıp yayılabildiğinin belirlenmesi gerekiyor.
Gelecekte bir gün, kuru gözleri sulandırmak için göz damlaları yerine içinde gözü sulandıracak maddeleri salgılayacak bakteriler bulunan bir çözelti kullanmak mümkün hâle gelebilir.
Kaynak:
Leger, T. St., “Meet the Eye Microbiome”, Scientific American, 23 Haziran 2019.