luvia frigs paylaştı

Hatay'daki dünyanın ikinci büyük mozaik sergileme alanına sahip müzede, taşınma sırasında mozaiklerin büyük bir çoğunluğu yanlış restore edilince, eski hali ile yeni hali arasında çok ciddi farklar meydana geldi.

0
31.07.2019 23:46

Çiçek Bamyası

Amasya’da üretilen coğrafi işaret tescilli 'Çiçek Bamyası' çiçeğinin sarı rengi ve parasal değerini hiç kaybetmediğinden dolayı yöre halkı tarafından 'çeyrek altın’ olarak adlandırılıyor.
Kilosu 150 TL ye kadar alıcı buluyor.

0
17.07.2019 02:18

Zayıflamak

zayıf hale gelmek. bu zayıflama eylemi, hem incelmek hem de güçsüzleşmek anlamına gelebilir. inceleyelim.

rejim falan yaparak incelmek, veya durup dururken incelmek, ya da kötü versiyonu olarak bir hastalık sebebiyle incelmek, vücudun kemik dışındaki kısımlarının yani yağ, kas vs kısımlarının azalması olarak açıklanabilir belki. kilo kaybı da denilebilir. aynaya bakıldığında eskiden fazlalık gelen bir yerlerin sanki silgiyle silinmiş de yeniden çizilmiş gibi hatlarınızdaki değişmeyle gittiğini görmektir.

özellikle sayıflamaya çalışmak zor iştir; boğazından kesip, yemeyip yedirmek, hatta kişi kendisi zayıflarken etraftakileri şişmanlatmak istemek gibi durumlar görülebilir. ipuçları olarak ekmek tüketiminin azaltılması -ama makarnadan vazgeçememek*- çayın şekersiz içilmesi, "bir çikolata yiyeceğine bir meyve ye!" kampanyasına dahil olunması, fast food yemek yerine okula fasulye götürmek ve çantanın yemek suyu içinde kalması, öğlen yemeği olarak marul ve salatalıktan ibaret salatamsı yiyeceği yemek, hatta daha da beteri herkes hamburger yerken karşılarında ısıra ısıra kabuklu bir salatalık yemek, tuzu azaltmak, acıktıkça su içmek, acıkmadıkça da su içmek ve mideyi şişirmek, her yiyecek pakediin üstündeki kalori ve yağ değerlerini okumak vs. verilebilir.

zayıflama sonucunda eskiden sımsıkı saran kıyafetlerin bol gelmesi, dar pantolonların düşük bele dönüşmesi hatta tamamen düşmesi, yüzüklerin bol gelmesi, düşürmekten korkup takamamak, daralttırmak ama yine bol gelmesi, yanakların çökmesi, balık kılçığı gibi görünmek veya zayıf atlarda da olduğu gibi kaburgaların sayılması, saat kayışını bir delik daraltmak, kemerleri birkaç delik dar takmak vs görülür.

zayıflamak için yapılanlar veya zayıflama sonucunda görülenlerin kimi iyi kimi kötü okuduğunuz gibi. yemek yemek yerine salatalık yiyecek kadar vitaminsiz kalmayı tabi ki önermiyoruz. karbonhidrat yemeyeceğim diye b vitamini almamak da aynı şekilde. evet aşırı kilo çeşitli kalp ve damar hastalıklarına, kolesterole falan neden olabiliyor ama sonuçta birine sarıldığınızda yoldaki elektrik direğine sarılmaktan farklı olmalı bu duygu, azıcık yumuşaklık hissetmeli insan oyuncak ayısına sarılır gibi, bir kemik yığınına değil. ama tabi kilo da kişiden kişiye değişiyor, kimi öyle orantılı kilo alıyor ki güzellik abidesi oluyor, adeta mona lisa! ama kimi de öyle tuhaf kilo alıyor ki bütün yağ kalçasında, midesinde vs sinde toplanıyor, yukardan aşağıya bir bakıyorsunuz, kemikli surat incecik boyun, ince el kol, kocaman bir göbek ve yine incecik bacaklar.

beğeniler ve güzellik düşüncesi kişiden kişiye gelişir, ama bildiğimiz gibi şu açlıktan ölme tehlikesi geçiren, kendi kendilerine varlık içinde yokluk yaratan ve birçok insanın bulamadığı şeyleri beğenmeyip yemeyen insanlar yüzünden dünya zayıflama sözcüğünü tabulaştırmaya çalışıyor ve aşırı zayıflıktan kaçınmayı öğütlüyor. iyi de yapıyor. biliçsiz gençlik kötü bir durum.

sonra istemeden zayıflamak vardır. yemek için çağrılırsınız, yemeğiniz önünüze hazır sunulur, yemeğe bakarsınız, o size bakar, siz ona bakarsınız, sonra sofradan kalkma vakti gelir ve yeek yemediğiniz için azar işitirsiniz. üzgün olduğunuzda, veya hiçbir şey hissetmeyecek kadar dalgın ve bulanık günlerinizde yaşayabilirsiniz bunu, uzun sürmemesi temennimizdir. en sevdiğiniz yemek koyulur önünüze, tavuklu pilav, pizza vs, bunu çok sevdiğinizi ve yemeniz gerektiğini bilirsiniz ama yemeye çalıştığınız anda içerde bir şeyler kıpırdanmaya başlar ve karşı koyar. buna da iştahsızlık deniyor işte. kötü bir şey.

yaşasın yemek yemek.

0
13.07.2019 21:54

Prof Dr Ahmet Küçükusta

BULDAN"Lı Hemşehrimiz: Prof Dr Ahmet Küçükusta: Tüm sağlık reçeteleri yalan dedi sosyal medya sallandı...
Prof. Küçükusta: Tüm sağlık reçeteleri yalan‼
Profesör Ahmet Rasim Küçükusta ezberleri bozdu.
Dünya sağlık kartellerini eleştirdi. "Hastaneye giderseniz sizi zorla hasta ederler" dedi.
- Mr'ların yüzde 90'ı gereksiz yere çekiliyor.
- Kanser taramalarının çoğu kandırmaca. Insanlar kendilerini kullandırmasın.
- İlaçların çoğu boşa veriliyor. Yüzde 37'si çöpe gidiyor.
- Antibiyotik yazan değil, yazmayan doktor makbuldür. Ama bizde tam tersi geçerli maalesef.
- Grip aşılarının etkinliği sıfır.. Ben hayatta vurdurmam.
- Her yıl gereksiz yere binlerce biyopsi yapılıyor, röntgen çekiliyor.
- Leblebi çekirdek yer gibi anjiyo yapılıyor. Stent takılıyor. Bunlar vücuda zarar veriyor. – Check-up kampanyaları gerçek bir tuzak. Akciğer filmi vücudunuza zarar veriyor.
– Insanlar kendiliğinden geçecek hastalıklar ıcın kesinlikle hastanelere gitmesinler. Tahliller vücuda radyoaktif ışın veriyor. Gereksiz ilacın faydası yok zararı var.
– “Başlangıç” diye birşey uyduruldu. Hastalara, alzheimer, reflü, astım başlangıcı teşhisi konuyor. Amaç hastayı boş çevirmemek. Başlangıç diye birşey yok. Ya hastasın ya değilsin.
– Kolestrol ilaçlarının tedavi yüzdesi çok düşük. Zararı daha fazla. Hayat tarzınızı değiştirmek ilaçtan çok daha etkili. Doğal beslen, hareket et bu beladan kurtul.
– Nodül çok abartılıyor. Nodülün kansere dönüşme ihtimali çok düşük. Bunun için gereksiz tahlil ve teşhisler yapılıyor.
– Vitamin haplarının sağlam insanlara hiçbir faydası yok. “Ben yorgunum” diye vitamin hapı alınmaz.
– Köpek balığı kıkırdağı ile kanser tedavi edildiği iddiası tamamen uydurma. Köpek balıklarının kansere yakalanmadığı düşüncesi de safsata. Bu hayvanlarda kırk çeşit kanser tespit edildi.
– “Bitkisel ilaçların hepsi masumdur. Yan etkisi yok” düşüncesi doğru değil. Unutmayın, haşhaş, tütün, zehirli mantar da birer bitki…
ayçiçek yağı, Mısır özü yağı, margarin ve trans yağ içeren ürünleri kullandın. Tereyağı ve zeytinyağı tüketmedin ki organlarından biri iflas edene kadar bunları yedin.Bulaşık makinesine deterjan ve parlatıcı koyduğunda, o deterjanı ve parlatıcıyı yediğini fark etmedin. Deterjan yerine karbonat, parlatıcı yerine sirke koyarak hem sağlıklı hem de tertemiz bulaşıkların olacağını önemsemedin.Evde basitçe kostik ve zeytin yağını karıştırıp kalıplara dökmek ve kendi doğal sabununu yapmak dururken, gidip içerisinde bin tane kimyasal zehir olan o sabunlarla her Sabah yüzünü bedenini yıkadın. Her gün bu daha da iyi diye pazarlanan o şampuan zehirleriyle saçını yıkadın.Evini arap sabunu gibi doğal yağlarla üretilmiş bir sabun yerine, temiz olsun diye çamaşır suyuyla sildin. O su buharlaştıkça soludun ve akciğer kanseri oldun.Yaşamını mahveden büyük şehirde egzoz gazı solumaya ve araba kullanmaya devam ettin.Doğal beslenmeyen hayvanları, sebzeleri, meyveleri ve tahılları yedin ve adına da “doğal beslenme” dedin. Denize lağım ve fabrika atıkları boşaltırken o denizden çıkan balığı yedin, midyeleri yedin.Fast food’un her aşamasının zehir ve ölümcül olduğu bas bas bağırılırken sen tepsi kadar pizzaları götürüyordun, üç katlı hamburgerleri yuvarlıyordun.Evine naylon torba, naylon kıyafet, sentetik ayakkabılar terlikler soktun. Kıyafetlerinde sadece pamuk, bambu lifi, keten tercih etmedin.Sobayı attın ve evine klimayı ve bilimum elektrikli ısıtıcıyı soktun.Toprağa dokunmuyor ve stresten gülümsemeyi unutuyorsun. Sonuç; sokaktaki her on kişiden üçü kanser. Sen de ya bu üç kişiden birisin ya da tüm bu saydıklarımı ısrarla yapmaya devam edersen, bir süre sonra dördüncüsü de sen olacaksın…
Hadi seni geçtik de kardeşim, peki ya çocuğunun suçu ne?”
Değerli dostlar bu yazımız diğer yazılarımızdan çok farklı.
Lütfen bunu herkese ulaştıralım..

0
24.06.2019 10:45

Kahve

#Kahve, kökboyasıgiller familyasının Coffea cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla yapılan içecektir.

5