Popüler

Bugün en çok okunan başlıklar
31.07.2019 23:14

Doppler etkisi

Yıl 1842, Christian Johann Doppler hareketli cisimlerden gelen sesin frekansındaki değişmeyi keşfetmişti. Ki bu değişme tüm dalga hareketlerinde de olur.
Doppler Etkisi/Olayı, dalga kaynağı ve gözlemci arasındaki göreli hareket sebebiyle dalganın frekansındaki göreli değişimdir.
Bu etkiye günlük hayatta sıkça rastlarız. Sabahları servis beklerken yoldan geçen arabaların çıkardığı sesleri dinleyin ya da itfaiyenin siren sesini dikkatle takip edin. Aracın sesi size yaklaşırken tiz, uzaklaşırken pes gelir

0
Umit frigs paylaştı

Aslında bu fotoğraf siyah beyaz, sadece üzerine renkli çizgiler çizilmiş. Ama beynimiz tüm fotoyu renkli hale getiriyor.

0
Şirin Baba frigs paylaştı

Millet için 600 vekil ne işe yarıyor? Halk evine patates, soğan alamazken; 23 bin TL maaş alan halkın seçtiği vekiller, 20 bin TL bayram ikramiyesi alıyor. Bir vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorum.

0
30.07.2019 22:23

Salda gölü

Salda Gölü, Burdur'un Yeşilova ilçesinde, ilçe merkezine 4 km uzaklıkta, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu karstik bir göldür. Göller Bölgesi içindeki, dışa akışı olmayan kapalı havzalı yapıdadır.

Uzunluk: 8 km
Alan: 43,7 km²
Yüzey rakımı: 1.140 m

2
31.07.2019 15:21

Tarihte putperestliğin yeri

Tarihte hiç bir zaman Putperestlik diye bir şey VAROLMADI.

Eski Pagan Kült heykelleri, Tanrıları temsil ediyorlardı ve bu nedenle heykellere tapılmıştır. Heykellerin Tanrıların kendileri olduğuna inanılmadılar, çünkü onlar her zaman genellikle sembolik muamele gördüler. Yiyecekler, kıyafetler gibi armağanlar sunmak ve daha bir çok dini ibadet için kullanıldılar. Bu heykeller Tanrıların varlığını sembolize etmek için tapınaklarda bulundular ve genellikle siyasi nedenlerle de kullanıldılar. Bronz ve erken demir çağ metinleri, bir zaferden sonra İmparatorların "Tanrılarını aldıklarından" bahseder. Bu egemenliği temsil eder ve bölgedeki dini inançları azaltmak için yapılırdı. Bir Tanrının heykellerini almak, kırmak o Tanrıya inançlarını azaltmanın bir yoluydu. Amaç siyasi ve diniydi.

Tarihte gerçekten de hiç bir Pagan dini heykellerin, görüntülerin veya başka şeylerin Tanrıların kendileri olduğuna inanmamıştır. Bu Katolik İkonografiye benzemektedir. Onlar Tanrıların hatırlatıcıları ve temsilleriydi. Aynı Kabe'nin Müslümanlar için Allahın hatırlatıcısı ve temsilcisi olduğu gibi.. Ya da Kara Taşın Allahın eli olduğuna yönelik inanç gibi.. Tıpkı Hristiyanlar ve Müslümanların yaptıkları gibi Paganlarda Tanrıyı yüceltmek ve övmek için bu tarz şeylere ihtiyaç duymuşlardır.

Bir Paganistin evinde doğal olarak Tanrıları temsil eden heykeller veya görüntüler bulunur. Örneğin Minerva'nın heykelinin olması, bir Paganistin masasında Minerva'nın olduğu anlamına gelmemektedir. Sadece bilgelik ve sanatı kullanmasını hatırlatmak için taşa işlenmiş onun(Sanat ve Bilgelik Tanrıçası Minerva) imgesidir. Ona saygıyla davranır çünkü onun imgesidir. Ama eğer yere düşüp kazayla kırılırsa, Tanrıça'nın paramparça olduğuna inanılmaz. Bir yakınımızın resmini yanınca, gerçekte onun yanmış olmadığı gibi..

İbrahimi dinler, putperestlerin aptalca görünmesini ve onlarla alayı haklı göstermek amacıyla Paganizmi "Heykellere tapma" olarak göstermişlerdir. Eski İbrahimi dinlerin inanlıları, heykellerin / imgelerin Tanrılar olmadığını tam olarak biliyorlardı. Bu sadece sembol ettiği Tanrıyı ve onu değerli kılan insanları etkili bir şekilde reddetmenin yoluydu.

Aslında bu hala oluyor. Protestanlar gibi kimseler Katoliklerin Aziz, Meryem Ana, Melekler ve İsa'nın heykel ve resimlerinin olmasını Puta tapmak olduğunu söylerler. İslama göre tüm heykeller ve resimler putperestliktir. Bu nedenle heykel ve resim yapmak yasaktır. Aynı şekilde Kabe'ye eğilmenin bir tür putperestlik olduğunu söyleyen Müslümanlarda mevcuttur. Yahudiler diğerlerine göre daha az katıdır. Onlarda herhangi bir resim, herhangi bir taşa yönelim veya herhangi bir Aziz yoktur. Yahudilikte zaten diğer uluslara benzememe vardır. "Yani yaptıklarını yapmıyoruz. Böylelikle yaptığımız şeyin doğru olduğunu biliyoruz." mantığını kullanırlar.

Pagan dinleri çok Tanrılı dinlerdir. Tüm Tanrılara iman edilebilir ve ibadet edilebilir. Her birinin insanlara getirecek değeri vardır. Tek Tanrıcılık bu anlayışı benimsemez ve bu yüzden diğer inanç sistemleri hakkında yanıltıcı ifadeler kullanır. Tek Tanrılı bir dinin gelişmesi, insanların neden tek Tanrıcılığı seçmeleri gerektiğini açıklamalarına bağlıdır. Bu nedenle Paganların, Puta taptıkları şeklinde bir saçmalığı ortaya atmışlardır. Bu zamanla sonraki nesillerce gerçek olduğu zannedilmiştir. Ve insanlar büyük bir yanlış anlamanın, yalanın içerisinde kalmışlardır. Aslında Tevrat, bazı yerlerde Putperestliğin heykellerin ardındaki Tanrılara tapmak olduğuna ve bir doğa inancı olduğunu açıklasa da; Kuran, Müslümanları tamamıyla yanıltır.

Tarihte Tanrıları temsil eden pek çok nesne var oldu. Canlı hayvanlar, heykeller, Ateş, basit şekilsiz taşlar, Kabe gibi küp şeklindeki İslam öncesi Pantheonlara kadar.. Müslümanlar Kabe'nin put olmadığını çünkü Putperestlerin taşa taptıklarını, kendilerinin ise Allaha taptıklarını söylüyorlar. Bu tamamıyla yanlıştır. Onların Putperest olarak adlandırdıkları kişiler her ne yapıyorlarsa, onlarda tam olarak onu yapmaktadırlar. Müslümanlar, Kuran tarafından yanıltılan insanlardır. Çünkü Hz. Muhammed'de önceki İbrahimi dinler tarafından yanıltılmıştı. Özellikle İsa'nın 2. kuşak öğrencilerinin Romalılar ile yaptığı tartışmalarda çok sıklıkla bu yanıltıcı ifadelere başvurulmuştu.

0
31.07.2019 11:36

Giyotindeki düğüm

Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur. Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
*İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
– Son sözün nedir?
Der ki:
– Ben Tanrı ya inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Tanrı... Tanrı... Tanrı...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– Onu serbest bırakın; Tanrı sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur... *Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:– Demek istediğin en son söz nedir?
Der ki:
– Ben papaz gibi Tanrıya inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...
Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur...
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:– Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
Sıra fizikçiye gelir. Ona da
– Son sözünü söyle derler
Der ki:
– Ben ne Tanrı ya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim.. Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar..

Toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin Bir bedeli vardır. O bedel ölüm bile olsa, gerçeklerin ortaya konmasıdır..

Gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi de göze alanlardır.

0
31.07.2019 11:14

Deniz kızına benzeyen insansı robot

IEEE Spectrum’a göre araştırmacılar, deniz kızına benzeyen insansı bir robot geliştirdi. Bu robota Aquanaut ismi verildi. Robot, ihtiyaç halinde otonom bir denizaltına dönüşebilecek şekilde tasarlandı. Aquanaut’ın insan dalgıçlar için tehlike arz eden ve diğer robotların gerçekleştirmekte sorun yaşadığı derin deniz tamirleri ve başka görevler için özel hazırlandığı belirtildi.
Robot, NASA’nın astronotları düşük yerçekimli ortamlara hazırlamak için kullandığı havuzda test edildi. Bu testte otonom denizaltı modundaki robot, dış şasisini açarak kıskaç benzeri iki kolunu ortaya çıkardı.
Robotu geliştiren Houston Mekatronik(HMI) bünyesinde yaklaşık 2 düzine eski NASA çalışanı bulunuyor. HMI kurucularından Nic Radford, yaptığı açıklamada NASA’da uzaktan erişimli robotlar konusunda yeterince deneyim edindiklerini ve bu bilgileri kullanarak kıyıdan uzakta çalışmaya uygun çözümler ürettiklerini söylüyor.
Yine de araştırmacılar, Bubble Bee ya da Neptunus Prime gibi havalı isimleri kullanma şansını kaçırmış gibi görünüyor. Belki daha gelişmiş modellerde böyle eğlenceli isimler kullanırlar.

0
31.07.2019 11:05

Zihin kontrolu ile oyun oynamak

İsviçre, Zürih’te bulunan ETH Üniversitesi’nden araştırmacılar, motor becerileri hasar görmüş insanların zihinlerini kullanarak oyun oynayabilmelerini sağlayan bir sistem geliştirdi. Araştırmanın nihai amacı ise fiziksel engellilerin tekerlekli sandalyelerini zihinlerini kullanarak kontrol edebilmesini mümkün kılmak olarak belirtildi.
Sistem hakkında açıklamalar yapan Nörolog Dr Rea Lehner, sistemin elektrotlar aracılığıyla insan zihni ile bilgisayar arayüzünü buluşturduğunu ve henüz pilot kullanım aşamasında olduğunu söyledi. Lehner ayrıca asıl hedefin de felçli hastaların, yardıma ihtiyaç duymadan tekerlekli sandalyelerini kontrol edebilmesi olduğunu söyledi. Aynı üniversiteden Prof. Nicole Wenderoth ise sistemin geliştirilebileceğini eklerken, kafatasının çok iyi bir yalıtkan olduğunu ve beyini koruduğunu, kafatasının yarattığı zorlukların ileride bilim tarafından çözümleneceğini söyledi.

0
31.07.2019 11:00

Doğumda ki gen faktörleri

Temel biyoloji bilgilerimize göre cinsiyet babadan geçiyor. (Baba XY, anne XX’tir. Anneden X geleceği için babadan ne gelirse cinsiyet de ona göre belirlenir.) Gelelim geri kalan özellikleri hangi ebeveynlerimizden aldığımıza.
Çoğu kez, çocuklar burun uçlarının şeklini, dudak çevresini, elmacık kemiklerinin boyunu, göz kenarlarını ve çene şekillerini ebeveynlerinden alır ve bu bölgeler kime benziyorsa, çocuğun o kişiye benzediğini düşünürüz. Genelde genlerin yarısı anneden, yarısı babadan gelmesine rağmen babadan gelen genler, %60 aktif iken anneden gelen genler ise %40 aktif oluyor. Bunun nedenlerinden biri de, kadın vücudunun yabancı olarak gördüğü bebeği yok etmemek için bazı tavizler vermesi ve hatta kendi genlerini pasif tutmasıdır. Yine de hangi özelliğin kimden geçtiğini bulmak mümkün.

Cinsiyet, en başta da belirttiğimiz üzere babadan geçer. Bir adamın ailesinde erkek kardeş sayısı fazlaysa, oğlu olma ihtimali daha fazladır. Y kromozomu, erkek cinsel organlarını oluşturabilmek için daha az gen taşır, bu nedenle de erkek çocukları anneye daha çok benzer.

Diş Yapısı
Diş yapısı ve diş sağlığı da babadan çocuğuna geçen özelliklerden. Yani sık diş problemi yaşayan bir babanın çocuğu da muhtemelen sık sık dişçiye gidecektir.

Zeka
Zeka, X kromozomu üzerinden taşınıyor. X kromozolarından biri anneden geliyor. Çocuklar, annenin zekasının %40’ını alıyor. Geri kalanını hayat boyunca geliştiriyoruz.
Ortalamada çocukların zekası, annenin zekasından 15 puan aralıkta oluyor.

Zihinsel Sağlık
Yaş ilerledikçe sperm kalitesi düşüyor. Bu yüzden de yaşlı insanların mutasyona uğramış olan genleri sonraki nesillere daha kolay geçiyor. Zihinsel hastalıklar, otizm, hiperaktivite, bipolar gibi bozukluklar babadan geçiyor. 45 yaşın üstündeki babaların çocukları, öğrenmede güçlük yaşıyor ve intihara daha meyilli oluyor. Ayrıca erkeklerin kalp damar hastalıkları oğullarına da geçiyor. Tüp bebek yapan babaların çocukları da erkek olmaları durumunda genelde kısır oluyor.

Hemofili ve Otizm Kalıtımı
İngiliz Kraliçesi Victoria, hemofili hastasıydı ve genlerini çocuklarına, torunlarına ve torunlarının torunlarına aktardı. Bu hastalıklar anneden geçiyor ama erkek çocuklarda daha sık ortaya çıkıyor. Bu hastalıkların kız çocuklarına aktarımı pek de mümkün gözükmüyor.

Şişmanlığa Yatkınlık
İnsanların kilosu ve yapısı, %25 oranında genetik olarak gelir. Bu özellik tamamen annelerden ve annelerin genetik yapısından gelir.

Boy
Boy, yüksek oranda genetiktir ve yaşam şekli, beslenme gibi etmenler ile belli bir noktaya kadar geliştirilebilir. Boyu hesaplamak için iki tane formül var.
Bebek erkekse, annenin boyunu alın, babanın boyunu ekleyin, üstüne de 12 cm koyun. Toplamı 2’ye böldüğünüzde ortaya çıkan sonuç çocuğun boyudur. Çocuk kız ise annenin ve babanın boyunu toplayıp 13 çıkartın. İkiye böldüğünüzde çıkan sonuç çocuğun boyudur.
Diğer alternatif ise çocuğun 18 aylıkkenki boyunu ve 2 yaşındaykenki boyunu toplayıp bu rakamı ikiyle çarpmaktır. Çıkan sonuç, +/- 10 cm ile bebeğinizin yetişkinlikteki boyunu verecektir.
Bu hesaplamalar normal şartlar altında geçerlidir. Beslenme şekli, aktiviteler, yaşam tarzı gibi etmenler bu rakamları değiştirecektir. Genç neslin %60’ı yasak aşkın meyvesi değil, fiziksel olarak zorlanmaları gerekmeksizin sağlıklı büyümenin etkisiyle iri.

Göz Rengi
Göz renkleri kendi aralarında baskınlık sırasına sahiptir. En baskını kahverengi, en çekinik olanı ise yeşildir. Mavi gözlü iki ebeveynin çocuğu kahverengi gözlü olabiliyor. Kahverengi gözlü insanların da mavi gözlü çocuğu olması mümkündür. Göz rengi konusunda baskın olan gen ise babadan gelir.

Gamze
Gamzeler çekinik özelliklerdendir. Ebeveynlerden birinde gamze varsa muhtemelen çocukta da olur.

Kıvırcık Saç
Bukle bukle saçlar pek çok kişinin hayalidir. Kıvırcık saç aslında baskın olan saç çeşididir. Anne babadan birinde varsa muhtemelen çocukta da olur. Anne babadan biri düz biri ise kıvırcık saçlı ise çocuklar dalgalı saçlı olur.

Bonus: Çocuklar Kime Benzeyecek?
Çocuklar, genellikle o ailede en çok gözüken özellikleri alırlar. Bu özellikler genelde çocuklarda da baskın oluyor.

0
31.07.2019 23:46

Çiçek Bamyası

Amasya’da üretilen coğrafi işaret tescilli 'Çiçek Bamyası' çiçeğinin sarı rengi ve parasal değerini hiç kaybetmediğinden dolayı yöre halkı tarafından 'çeyrek altın’ olarak adlandırılıyor.
Kilosu 150 TL ye kadar alıcı buluyor.

0