17.06.2019 14:01

Kotali internetle film seyretmek

Kotanın ne büyük hızla dolduğunu üzüntüyle müşahede etmenize ve lakin içinizdeki sinema aşkının baskın gelmesi ile her ay kotayı aşıp normal tarifenin iki katı fatura ödemenize sebebiyet verir. Ayda bir bu çile tembellikten sınırsız tarifeye geçilmediği için sürekli kendini tekrarlar.

2
13.06.2019 16:08

Arife Güler

Kayseri'de yaşayan 52 yaşındaki Arife Güler Kaftancı isimli kadın girişimcimiz, 1997 yılında işçi olarak çalışmaya başladığı çelik kapı üretimi yapılan atölyenin sahibi oldu. Satın aldığı atölyeyi 13 yıl sonra fabrika haline getiren girişimcimiz, şimdi hem yurt içine hem yurt dışına kapı satarak ülkemize döviz kazandırıyor.

Fabrikasında 40 işçiye istihdam sağlayan girişimcimiz, ayda ortalama 2000 çelik kapı üreterek başta Mısır olmak üzere Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyor.

Demek ki bir kadın isterse bir eli ile beşiği, diğer eli ile dünyayı sallayabiliyor.

Kadın girişimcimizi yürekten tebrik ediyor, diğer tüm kadın girişimcilerimize örnek olmasını diliyoruz.

0
10.06.2019 18:02

Kadını olgunlaştıran şeyler

Mutlu bir ilişki ve anne olmak

#Kadın

4
03.06.2019 14:06

Türkiye'de son dönemde yaşananlar

Önce ne oldu sonra ne olacağını yazacağım:
1-Önce IMF (International Monetary Fund, Uluslararası Para Fonu) ile hesabı kapattık, böylece dışarıdan kimseye hesap vermeyecektik ( istediğimiz zaman istediğimiz yere para harcayabilelim diye).
2- Köylerden şehirlere göçü teşvik ettik, böylece İnşaat Sektöründe büyük bir sıçrama oldu ( 70,000 köye su çekeceğime, herkesi TOKİ lere taşırım bir boru çekerim suyu oradan veririm, çok ekonomik)
3- Bilen bilmeyen, sütçü, yoğurtçu, fırıncı, kimin gözü aç ise inşaat sektörüne girdi, uluslararası kredi çekti, niye? ( dünyada para boldu) sonra 200-300 bin liraya mal ettikleri evleri 1-2 milyon liraya satmaya başladılar, 1 koyup 2,3,4 aldılar.
4- insanlar özenince, sıfır Araba sıfır ev, onlarda kredi çekip mahalle değiştirdiler, böylece köylerden gelenler eski evlere yerleşip şehirliler daha yeni evlere taşındılar. Çankaya Çay yoluna, sonra İnceke , sonra da gölbaşındaki bir dağ başına taşındı…dağın başı…
5- doları icat eden ve yöneten ABD, faizi yükseltirken dünyadaki dolaşan serbest para ABD ye geri dönmeye başladı, para kıtlığı başladı.
6- siyasileri kendilerini güvenceye almak için, köyden gelenleri işe aldı böylece kamu büyüdü, memur sayısı 4 milyon kişiye yaklaştı, yani onca özelleştirmeye rağmen kamu küçülmedi aksine büyüdü. 20 milyon çalışanın 5 te 1 i memur. Kamu şişti. Kamu denetim ve yasamadan sorumlu iken bir şirkete dönüştü.
7- üretim azalıp tüketim arttı. 1000 lira kazanıp 3000 lira harcandı. Lüks hayat diziler, TV ler, reklamlar ve özentiler ile bilinçli olarak yaygınlaştırıldı. Evde 50 kuruşa içeceğin kahveli içme 30 lira benzin yak gel restoranda iç bir de yanına yaş pasta verelim olsun 100 lira giderken de 30 lira daha yak bizahmet, toplam olsun 160, ama düz 200 yaparsan daha da enayi olursun, makbule geçer)
8- toplum yükselen binalar parlayan ışıklar ve lüks AVM leri gördükçe ağzı sulandı, kazanmadan harcamaya başladı, ne olacak ki, ileride kazanınca öderiz taksit taksit, ama keyfini hemen çıkaralım, demi, önce keyfi gelsin sonra parasını öderiz, sonuçta memuruz ay başında maaş kesin yatacaktır, yada iş adamıyım 1 i 3 e 5 e satıyorum, ohhhh..kebap….aaa…kebap demişken ortaya karışık olsun, yedik yedik yiyemedikse de namımız olur.
9- Ankara’da 10 tane orta boy modern hastane yapıp herkesin kendi mahallesindeki hastaneye yönlendirmek gerekirken, sırf bir müteahhit çok zengin olsun, hastane çok büyük olsun, ün salsın diye tek devasal bir hastane yapıldı, niye hasta yolda giderken ölsün ya da ölmez ise hastanede kaybolurken kan kaybetsin…sersem olsun…
10- Üretim, teknoloji, sanayi, yazılım, donanıma harcanması gereken kaynaklar, yürüyen tavuk, Türkçeyi Araplara özendiren dizilere, dağ başında yapılmış gökdelenlere harcandı….üniversitelerin sanayi ile işbirliği geliştirilmesi yerine her tarafa dershane gibi içi boş binalar yapıldı, iş sulandırıldı. Millet çocukların 3000 lira verip dershaneye gönderiyordu, dershaneler kapatılıp özel liseye dönüştürüldü bu defa 30000 lira vermek zorunda kaldılar, çok zengin olduk, çok harcadık.

Şimdi ne olacak:
1- 2010 senesinde Eryaman da oturduğum ev 1+1 idi fiyatı 75,000 TL idi yani o günün kuru 1,5 bir ABD doları iken 50,000 dolar ediyordu. Bugün bu yazıyı yazmadan önce fiyatına baktım 107,000 TL olmuş yani 6 liralı kura göre 17,833 ABD doları, yani 3 kat küçülmüş yani 3 kat fakirleşmişiz.
2- Bu fakirleşme devam edecektir. Ülke gittikçe küçülecektir, çünkü bazı hataların sonucunu görmek yıllar alır, maalesef, hemen göremezsiniz. Sera gazlarının aşırı salımı sonucu ozon tabakasındaki hasar gibi, 90 yıllarda pervasız antibiyotik satışı sonucu yıllar sonra ağır bedellerin ödenmesi, asimetrik büyümelerin ve dünya gerçeğine uygun olmayan politikaların sonuçlarını görmek gibi…
3- Şahin politikalar herkes ile gerilme sonucu çeşitli ticari konularda bedel ödettirecektir.
4- Dünya üretiminde 1000 de 9 olan üretim payımız, daha da düşecektir. Bazı arkadaşlar fantezi yapmayı sevebilir, ama gerçek bu, biz dünyada üretilen malın %1 ni bile üretecek boyutta değiliz, keşke bunu herkes görebilse.
5- İflasın sebep sonuç ilişkisini kurmayıp yine başkalarını suçlayıp dibi göreceğiz. Yani gittikçe küçüleceğiz, alım gücümüz azalacak, fakirleşeceğiz.
6- Dağ başında yapılmış olan 2,000,000 liralık evler satılmayacak, kalacak, kalacak, kalacak, gerçek değerine düşene kadar bekleyecek.
7- Kolay para kazanmak isteyenler iflas edecek, toplum bunu görecek, geçici ders alacak, ama 5-10 sene sonra toparlanınca tekrar aynı çark dönmeye başlayacak, çünkü bu 20. Kezdir ki bu toplum batıyor ve ders almıyor…(derinine etraflıca düşünmek bize göre değil, çabucak canımız sıkılıyor…)
Çözüm nedir?
Ben şahsen köylü olmak isterdim. Köylü şehre gelince durmuyor çünkü köyle dur diye bir ışık levha yok, tarlaya giderken dümdüz gidiyorsun, şehre gelen köylü de dümdüz gidiyor. ..ya eziliyor ya da eziyor. Ezilenleri gömüyorlar görmüyoruz ama ezenler zengin oluyor görüyoruz…görünce de “..aaa adam dün kasabadan geldi bir bina dikti 30 trilyonluk bir adam oldu diyoruz, lüks bir jeep, sağına soluna iki sarışın da aldı mı, işte al sana örnek, numune)
Ben köylü olmadığım için bir şey yapmadan önce kaç kere düşünüyorum, öz denetim sistemlerim var.
Bu arada bu yazıyı okuyup köyle lafına takılanlar olacak, biliyorum, olmazsa şaşırırım, ama açıklama yapayım, insan doğduğu yeri seçemez, köylü yada şehirli olmak dert değil, ama köyden gelip şehirde köylü gibi yaşamak derttir. Beni rahatsız eden şehirlerin köyleşme oranı köylerin şehirleşme oranını geçmesidir ( buna sosyolojide Kültürel Gecikme ( Cultural lag) derler, sonra yazarım).
Son bir not; elinizdeki telefon 1000 liralık da olsa 10,000 liralık, içindeki rehber aynıdır. Size gelen mesaj iyi ise siz mutlu olursunuz kötü ise mutsuz olursunuz. Hayatın anlamını nesnelere, eşyalara ve lükse bağlayan materyalist toplumlar, üretimden daha fazla tükettikleri için iflas ederler.
Fransız Filozof Albert Camus un çok sevdiğim sözü ile bitirmek isterim “ başarı kolay elde edilir, önemli olan onu hak etmektir.”
Biz lüks yaşamayı hakettik mi?

3
03.06.2019 12:28

NASA uzaylıları biliyor ama halktan gizliyor

NASA haricinde ESA (Avrupa Uzay Ajansı), RSA (Rusya Uzay Ajansı), CNSA (Çin Ulusal Uzay Ajansı), JAXA (Japon Uzay Dairesi) gibi “sadece en önemlilerinin” adını andığımız onlarca uzay araştırma kurumu var.
#Nasa

0