Cem Çelebiler
u/Literary
Azerbaycan kökenli Türk , hukukçu ve yazar. Ayrıca Türkiye'nin tarihindeki ilk kadın avukattır.
Ağaoğlu, Azerbaycan'ın önde gelen ve daha sonra 20. yüzyılın başlarında Türk siyasetçisi olan Ahmet Ağaoğlu'nun kızıdır. 1920'de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin düşmesinden sonra Ağaoğlus, Süreyya'nın İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydolduğu Türkiye'ye taşındı.
Kariyer
Mezuniyetinden sonra Ağaoğlu, 1927'den 1989'da ölümüne kadar avukat olarak çalıştı. Bir noktada Profesör Schwartz, Turkan Rado'da asistan olarak çalıştı. Londra'da Gördüğüm (Londra'da Gördüklerim) kitaplarının yazarıdır ve Bir Hayat Böyle Geçti (Bir Hayat Böyle Geçti), burada birçok yasal meseleyi tartıştı ve babası hakkında biyografik bilgiler yazdı.
Süreyya Ağaoğlu 1989 yılında felç geçirdi.
Doğum tarihi: 1903, Şuşa
Ölüm tarihi ve yeri: 29 Aralık 1989, İstanbul
Defnedildiği yer: Feriköy Mezarlığı, İstanbul
Eğitim: İstanbul Üniversitesi
Ebeveynler: Ahmet Ağaoğlu
Büyükanneler ve büyükbabalar: Mirza Hassan, Taze Khanum
Mali sebeplerden ötürü başı dertte olan Şenol başkanın maceralarını konu alan gençlik filmi. Aşırı küfürlü bir fragmana sahip ve cinsel göndermeler vardır. Rahatsız olabilecekler lütfen videyoyu izlemesinler.
Yönetmen: Oğuz Öztürk Celal Öztürk
Oyuncular: Ali Biçim, Mesut Can Tomay, Efekan Can, Burak Güneş, Serkan Dağlı, Burcu Karakaya, Cemre Solmaz
Dağıtımcı CJ Entertainment Turkey
Yapım yılı 2020
Vizyon Tarihi: 27 Mart 2020
Birbirine çok fazla benzeyen semptomları birbirinden ayırabilmek için hazırlanmış virüs tablosu. Bu semptomları ayırmakta zorluk çekiyorsanız. Mutlaka en yakın bir sağlık kuruluşuna giderek doktora danışınız.
"Acıyla yoğrulan, sabırla bilenen kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun."
Tüm kadın arkadaşlarımın dünya emekçi kadınlar gününü kutlarım.
https://frigbo.com/tr/p/dunya-kadinlar-gunu yazım aracılığı ile tüm kadınların dünya kadınlar gününü kutlarım. Umarım artık öldürüldüğümüz yıllar geride kalır. #dünyakadınlargünü
Dünya Kadınlar Günü (DKG) her yıl 8 Mart'ta kutlanmaktadır. Kadın hakları hareketinin odak noktasıdır.
Amerika Sosyalist Partisi 28 Şubat 1909'da New York'ta bir Kadınlar Günü düzenledikten sonra, Alman devrimci Clara Zetkin 1910 Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı'nda 8 Mart'ın çalışan kadınların anısına her gün onurlandırıldığını önerdi. O günden bu yana Dünya Kadınlar Günü veya Uluslararası Çalışma Kadınlar Günü olarak kutlandı. 1917'de kadınlar Sovyet Rusya'da oy hakkı kazandıktan sonra, 8 Mart orada ulusal bir tatil oldu. O gün daha sonra ağırlıklı olarak sosyalist hareket ve komünist ülkeler tarafından 1967'de feminist hareket tarafından kabul edilene kadar kutlandı. Birleşmiş Milletler 1975'te günü kutlamaya başladı.
Bugün Dünya Kadınlar Günü'nü anmak, bazı ülkelerde resmi tatil olmaktan, başka yerlerde büyük ölçüde görmezden gelinmeye kadar değişmektedir. Bazı yerlerde bir protesto günüdür; diğerlerinde kadınlığı kutlayan bir gündür.
Telaffuzu her kişi için kolay olmayan tekerlemelerimiz vardır. Onlardan bazıları aşağıdaki gibidir.
Bonus Video; Zeki Müren harika türkçesi ile söylemesi çok zor olan kekere mekere tekerlemesi.
Bu tarlaya bir şinik (ölçek) kekere mekere (kuş yemi) ekmişler. Bu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış. Bu tarlaya da ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış. O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk, diğer tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğa demiş ki; 'Sen ne zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksun.' O da ona cevaben sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksan ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğum demiş.
Söylemesi zor tekerlemeler
O pikap bu pikap şu pikap
Serçe ile söyleşenin sesi semadan gelir.
Paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı
Gül dibi bülbül dili gibi, bülbül dili gül dibi gibi
Şemsi Paşa pasajında sesi büzüşesiceler
Keşkekçinin keşkekleşmemiş keşkek kepçesi
Dal sarkar kartal kalkar; kartal kalkar dal sarkar.
Şu duvarı badanalamalı mı? Badanalamamalı mı?
Şiş şişeyi şişlemiş, şişe de keşişe kış demiş.
Bu mum umumumuzun mumu.
Kırk kırık küp. Kırkının da kulpu kırık kara kırık küp.
Nankör nalbant nalları nallamalı mı, nallamamalı mı?
Kırk kartal, kırk kanadı kırık kartal. Kırkı kalkar, kırkı konar.
Kapı gıcırdatanlardan mısınız? Kıvılcım sıçratıcılardan mısınız?
Şu köşe yaz köşesi, bu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.
Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?
İbiş’ le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmiş mi, mahkemeleşememiş mi?
Bu çocuğu gıdıklasak da güldürsek mi? Yoksa gıdıklamasak da güldürmesek mi?
El alem ala dana aldı ala danalandı da biz bir ala dana alıp da ala danalanamadık.
Herkes bazlama yapıp bazlamalandı da biz bir bazlama yapıp bazlamalanamadık.
Delmişler, takmışlar. Bunu böyle yapmışlar. Delmiyelerdi, takmıyalardı. Bunu böyle yapmıyalardı.
Siz bizim Çekoslavakyalılaştırdıklarımızdan mısınız? Yoksa Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?
Üçüncü üçkâğıtçı, üçetek üçleşerek üçteker arabayla süzüm süzüm süzülen süzgeçleri süzdü.
Al şu takatukaları, takatukacıya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamazsa, takatukaları takatukalatmadan geri getir.
Bir berber bir berbere, bre berber, gel beraber berberistanda bir berber dükkânı açalım diye bar bar bağırmış.
Pireli peyniri perhizli pireler tepelerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler.
Sizin bacaya konmuş allı ballı kabaklı baykuşa, bizim bacaya konmuş allı ballı kabaklı baykuş demiş ki; Nasılsın allı ballı kabaklı baykuş..?
Hakkı haklının hakkını yemiş. Haklı Hakkı’ dan hakkını istemiş. Hakkı haklıya hakkını vermeyince haklı da Hakkı’ nın hakkından gelmiş.
Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört dergâhtan dört dev çıkar.
Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısınız, kapı gıcırdatıcılardan mısınız? Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanız, ne kapı gıcırdatıcılardanız.
Ballandıran dalları ballandırmalı mı? Yoksa ballandırmamalı mı? Yoksa o bala daldırılan baldıran dalları dallandırmalı mı, ballı dalla dallandırılmamalı mı?
Kelkit’ te keklikler Kesmik’ e dadanmışlar. Kelkitliler de Kesmik’ teki kekliklerin etine dadanmışlar.
Kelkit’ teki keklikler Kesmik’ e dadanmayaydılar, Kelkitliler de Kesmik’ teki kekliklerin etine dadanmazlardı.
Sizin damda var, beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek, sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek, bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe, siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz? demiş.
Çatalca’ da topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için Çatalca’ da topal çoban çatal yapıp çatal satar? Kâri için Çatalca’ da topal çoban çatal yapıp çatal satar.
Bir tarlaya kemeken ekmişler. Bu tarlaya iki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri kürkü yırtık erkek kel kör kirpi, öteki kürkü yırtık dişi kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne; kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.
SCL Group özel bir İngiliz davranışsal araştırma ve stratejik iletişim şirketiydi. Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerde, SCL, esas olarak yan kuruluşu Cambridge Analytica aracılığıyla kamu skandalı yaratmıştır. Veri madenciliği ve izleyicileri üzerinde veri analizi yaptı.
Ek bilgi; Skandal üzerine 2018'de tüm internetde #DeleteFacebook etiketi ile facebook hesap silme çağrısı yapıldı.
Kurucu: Nigel Oakes
Kuruluş tarihi: 1990
Genel merkez: Chelmsford, Birleşik Krallık
Feshedilmiş: 1 Mayıs 2018
Yan kuruluş: Cambridge Analytica
Önceden: SCL Group
Kilit isimler: Nigel Oakes, Alexander Nix
Bakmayın televizyonlarda ve sosyal medyada rothschild, ailesini kötü dediklerine, yanlarında iş verecek olsalar birçok kişi Ross'a ait spor olur peşlerinden ayrılmaz ve bunu akılalmaz bir güce sahip bu ailenin Türkiyede yaptığı yatırımlar ve harcamalarla zaten görüyoruz onlara zengin demek yanlış olur.
Kendileri, tam anlamıyla para kelimesinin sözlükteki karşılığı oluyorlar, öyle ki yönettikleri paranın 15 - 25 trilyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu Amerika'nın ve Çin'in bütçelerinden bile fazla ailenin bilinen geçmişi Orta Çağ Avrupası'na kadar dayanıyor ama esas tanınmaya başlamaları 1007 Yüz'lü yıllar Almanya'daki Yahudi Gettosu'nda 10 çocuklu bir aile olarak standart dindar bir yaşantı sürüyorlardı.
Birçok meslek Yahudilere yasaktır. biri hariç, vadeli borç kısaca tefecilik, sonraki ismiyle bankacılık tarihte ilk defa bir ülke yerine çeşitli ülkelerde şubeler açarak güçlerine güç katarak ilerlediler.
Rothschild ailesi avrupanın ekonomik zeminine oturmaya işte böyle başladı bu aileyi en zenginler listesinde göremezsiniz çünkü servetlerini asla açıklamazlar.
Bu aile gelenekleri magazin sayfalarında onlarla kolay kolay karşılaşamazsınız. Aşk sıkandallarına asla karışmazlar aile tam anlamıyla bir sır küpü.
Yahudiler dışında hatta kendi akrabaları dışında sadece birkaç evlilik gerçekleştirildi ama boşanma durumunda aile ile ilgili hiçbir şekilde konuşmama sözleşmesi imzalatılarak, kısacası kim olduklarına dair çok az bilgimiz var.
Ancak şunu söyleyebiliriz ki neredeyse elimizden geçen her kuruştan bu aile de payını alıyor, hatta doları basanlar dahi onlar Rothschild ailesi Osmanlı ekonomisinde de önemli bir söze sahipti.
İlk olarak 24 Aralık 1854 yılında Kırım savaşında Osmanlı Devleti kendini finanse edebilmek için Londralı bankerlerden 3 milyon sterlin borç almıştı, hem de yüzde 6 faiz oranıyla borca teminat olarak Mısır vilayetinin vergilerini göstermiştik ancak ödeyemedik
Bir yıl sonra Rothschild aracılığıyla tekrar borçlanmaya başladık ve maalesef devletin ekonomisi bu ailenin kontrolüne girmeye başladı ki, sürecin ilerleyen zamanlarında ilk Türk Bankası'nın büyük ortağı olarak Osmanlı Bankası'nı açtılar, Osmanlı'nın borç kapısı Ross şartlarla öyle büyüdü ki, son Osmanlı borcunu ancak 1954 yılında kapata bildik.
Ailenin sır küpü olması ve kendilerini her anlamda gizlemeleri onlar hakkında birçok dedikodunun da çıkmasına neden oluyor.
Şeyh uçmaz müritleri uçurur misali dünyadaki bütün savaşları Rothschild çıkardı efsanesini duymuşsunuzdur. Bunlar komplo teorilerinden öteye gidemez ama savaşlardan bir şekilde beslendikleri gerçeğini de unutmamalıyız.
Nasıl mı? Dünya'daki en büyük ekonomik güç olmaları onları yasal bir tefeci konumuna getirmiş. Örneğin ikinci Dünya savaşı Amerika'ya 400 milyar dolara mal olmuştu, bunun çoğunluğunu karşılayanlar tabii ki Rothschild'lardı, bu sayede Amerika'ya yani yeni dünyaya da el atmış oldular.
Ailenin son 15 yılda yeniden ülkemize ilginç bir şekilde giriş yaptığını görüyoruz bakalım nelermiş? Türkiye şubesi olarak Rusya ve Türkiye 2005 yılında Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder'in de katıldığı bir törenle açıldı.
Düşününce size de çok garip gelmiyor mu? Almanya'nın eski Başbakanı Rothschild ailesinin danışmanlarından birisi, 2005 ve 2006 yıllarında verdikleri yatırım bankası danışmanlık hizmetiyle Türkiyede en çok kazanan şirketlerden oldular.
Rothschildlar sadece bahsedilen yılda 15 milyar euroluk işlem hacmi ile büyük gelir elde etti.
Bu bir gelelim ikincisine Rio Tinto adında Kanada merkezli büyük bir madencilik şirketi var, ortakları ise Rothschild ailesi ve enteresandır ki Ingiliz Kraliyet ailesi Rio Tinto şirketi geçtiğimiz yıllarda Erzincan Altın madenlerinin de işletmesinin önemli bir bölümüne sahip oldu.
Kendinizde araştırarak bu konuyla ilgili akılalmaz bilgilere nasıl Altın Maden'imizin Rothschild tarafından çıkarıldığına ve kullanıldığına sadece posasının bize bırakıldığına şahit olabilirsiniz. Hatta Türkiye'de madencilik alanında 4 buçuk milyon dönüm arazi kapattıkları, aynı şekilde basına yansıyan bilgiler arasındadır.
Sadece bunlar da değil ülkemizdeki ING grup, Aviva, HSBC hepsi Rothschildlara ait kurumlar. Kısacası dostlar o televizyonlarda boy göstererek Batı'ya atarlanan yazar ve çizerlerin Rothschildların parası söz konusu olunca bir anda sustuğunu görmemek için kör olmak gerekiyor.
Zira bu ailenin servetinin tozu bile insanın 7 sülalesini ihya etmeye yetecek boyutta yaşadıkları saraylar bile birçok kralın hayal edemeyeceği seviyede. Örneğin 1800'lü yıllarda yüz hizmetçi, 80 at her an hazır bulunuyor ve evin altında dar aylar geçiyordu. Rayları nedeni pişen yemeklerin soğumadan misafirlere taşımaktı.
Saraylarının her karesi çeşitli ülkelerden gelen usta sanatçılar tarafından süslenirdi ve bu saraylardan kendilerine ait yüzlercesi var, hızlı bir şekilde imparatorları bile hayran bırakan bir Servet'e ulaştıklarında kendileri de şaşırmış olmalılar.
Rothschildlar, Avrupa'yı merkez edinmiş bir ailedir. Günümüzde Ingiltere'nin herhangi bir yerinde yada Israil'de Rothschild sokağı görebilirsiniz.
İsrail devletinin en büyük finansmanlarından biridir aynı şekilde Ingiltere'nin hatta birçoğunuzun bilmediği ve Londra'nın göbeğinde olan küçük bir ülkeden bahsedebiliriz. İsmi City of London.
Vatikan nasıl katoliklerin ülkesi ise City of London'da paranın ülkesi, kendi polisi, anayasası, mahkemeleri olan garip bir yer. Aslında bir finans merkezi Rothschildlara ait Ingiltere merkez bankasının bütün Ingiliz bankalarının 455 yabancı banka ve bütün borsaların bulunduğu yerdir.
Burası dünyanın en eski yerel hüküm etlerinden biridir. Ingiltere'nin kanunlarından muaftır. Yaklaşık 3 kilometrekarelik bu alanda tüm dünyadaki hisse senetlerinin %51'i, vadeli işlemlerin %45'i, euro tahvil işlemlerinin %70'i ve çok daha fazla ekonomik döngü gerçekleşir.
Rakamlarla aklınızı bulandırmak istemediğim için daha çok detaya girmiyorum. Ancak şunu bilin ki Amerika'nın bile çok çok büyük ölçüde ekonomik bağımlılığı olan bir bölgedir burası ve bu finans merkezi Rothschildların, özel şirketi gibi işlemektedir, varın gerisini siz düşünün gözünüze biraz abartı gibi gelebilir.
Ancak bu yazıdaki herşey komplo teorilerinden uzak bir şekilde kamuoyundan saklanmasına gerek duyulmayan açık bilgiler ve sayılarla hazırlanmıştır, zira yaklaşık 200 yıldır her faaliyetlerinde büyük başarıyla çıkan geniş bir banka oturtmuş dünya madencilik alanına hükmeden kalabalık bir ailenin ne kadar büyük güce ulaşabileceğini düşündüğünüzde aslında çok da şaşırmıyor insan.
Fakat karıştıkları bazı gizemli olaylarda Romanlara ve komplo teorilerine neden oluyor, örneğin 1972 yılında ilginç bir parti vermişlerdi, partideki kostümler ilk görüldüğünde insanı gerçek anlamda ürkütebilir. Batı toplumu bu tarz maskeli balolara alışkın olsa da bizim için sıradışı görünüyor.
Parti'nin önemli konuklarından biri de ünlü ressam Salvador Dali'ydi, geçtiğimiz yıllarda aile tarihinde ender olarak görülen bir evlilik yaşandı. Philip Rothschild HILTON Otellerinin varislerinden Nick Hilton ile evlendi.
Philip Rothschild ailenin genç üyelerinden ve babası 1996 yılında Paris'te bir otel odasında boğularak öldürülmüş halde bulundu, bunun nedeni intihar olarak açıklandı ancak çok da üzerinde durulmadan sanki gizli bir el basını susturmuş gibi unutulup gitti.
Rothschild ailesi baronluk ünvanına sahip ve uluslararası alanda hanedan olarak kabul ediliyor ve genellikle hanedanının bütün üyelerini devlet başkanlarıyla, ülke yöneticileriyle krallarla anlaşmalar yaparken görebilirsiniz. Hatta geçtiğimiz yıllarda ülkemizin yöneticileri de Rothschildlarla basına kapalı bir görüşme yapmış. Amerika'daki bu görüşmenin resimleri haberler de yayınlanmıştı.
Herhangi bir Arap Prensi de Avrupaya yada Amerika'ya gittiği zaman Rothschild'ları ziyaret etmeden ülkelerine dönmez. Acaba neden?
Şimdi gelelim işin önemli kısımlarından birine dünyada bilinen zengin yahudi iş insanı kültürü ortaya çıkaran aile onlardır. Nasıl mı? Basit bir örnek verelim. Herhangi bir ülkede bir liman işletmesi satılacak olsun, eğer bu limanı Yahudi iş adamı almak isterse ve onlara satamazsanız dünyadaki diğer Yahudi iş adamları o limana turistik gemi veya yüklemesi göndermeyerek limanın işlevini kaybetmesini sağlıyorlar ve doğal olarak mecbur kalıp önemli hisseleri onlara satmak zorunda kalıyorsunuz.
Bu aslında başarılı bir ticari yöntem, genellikle bütün iş grupları bu tekniği uygular fakat onlar yüzyıllardır bunu içselleştirdikleri için aksamadan devam ettiriyor.
Şimdi gözlerinizi kapayın. Yüzyıllardır devam eden ve sayıları çok kalabalık olan dünyanın her yerindeki bütün iş alanlarına hükmeden bir aile hayal edin. Ülkelerden öte, kişilerden öte her yeri birbirine bağlamış bir ağ düşünün ağın neresi ne dolanırsanız dolanın sanki ölünceye yakalanmış bir sinek gibi bir daha çıkışınız imkansız..
Kurdukları ağın ne derece derinlere işleyebileceğini tasavvur etmeye çalışın, eminim ki birçok sorunuz yanıtsız kalacak.
