Popüler

Bugün en çok okunan başlıklar
06.03.2020 20:12

Tam Kafadan Karavana

Mali sebeplerden ötürü başı dertte olan Şenol başkanın maceralarını konu alan gençlik filmi. Aşırı küfürlü bir fragmana sahip ve cinsel göndermeler vardır. Rahatsız olabilecekler lütfen videyoyu izlemesinler.

Yönetmen: Oğuz Öztürk Celal Öztürk
Oyuncular: Ali Biçim, Mesut Can Tomay, Efekan Can, Burak Güneş, Serkan Dağlı, Burcu Karakaya, Cemre Solmaz
Dağıtımcı CJ Entertainment Turkey
Yapım yılı 2020
Vizyon Tarihi: 27 Mart 2020

1

Birbirine çok fazla benzeyen semptomları birbirinden ayırabilmek için hazırlanmış virüs tablosu. Bu semptomları ayırmakta zorluk çekiyorsanız. Mutlaka en yakın bir sağlık kuruluşuna giderek doktora danışınız.

#coronavirusturkey

0
Umit frigs paylaştı

"Acıyla yoğrulan, sabırla bilenen kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun."

#dünyakadınlargünü

0
Jelibon frigs paylaştı

Tüm kadın arkadaşlarımın dünya emekçi kadınlar gününü kutlarım.

#dünyakadınlargünü

0
luvia frigs paylaştı

https://frigbo.com/tr/p/dunya-kadinlar-gunu yazım aracılığı ile tüm kadınların dünya kadınlar gününü kutlarım. Umarım artık öldürüldüğümüz yıllar geride kalır. #dünyakadınlargünü

0
06.03.2020 16:01

Dünya kadınlar günü

Dünya Kadınlar Günü (DKG) her yıl 8 Mart'ta kutlanmaktadır. Kadın hakları hareketinin odak noktasıdır.

Amerika Sosyalist Partisi 28 Şubat 1909'da New York'ta bir Kadınlar Günü düzenledikten sonra, Alman devrimci Clara Zetkin 1910 Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı'nda 8 Mart'ın çalışan kadınların anısına her gün onurlandırıldığını önerdi. O günden bu yana Dünya Kadınlar Günü veya Uluslararası Çalışma Kadınlar Günü olarak kutlandı. 1917'de kadınlar Sovyet Rusya'da oy hakkı kazandıktan sonra, 8 Mart orada ulusal bir tatil oldu. O gün daha sonra ağırlıklı olarak sosyalist hareket ve komünist ülkeler tarafından 1967'de feminist hareket tarafından kabul edilene kadar kutlandı. Birleşmiş Milletler 1975'te günü kutlamaya başladı.

Bugün Dünya Kadınlar Günü'nü anmak, bazı ülkelerde resmi tatil olmaktan, başka yerlerde büyük ölçüde görmezden gelinmeye kadar değişmektedir. Bazı yerlerde bir protesto günüdür; diğerlerinde kadınlığı kutlayan bir gündür.

#dünyakadınlargünü

1
04.03.2020 15:29

Söylemesi zor ve uzun tekerlemeler

Telaffuzu her kişi için kolay olmayan tekerlemelerimiz vardır. Onlardan bazıları aşağıdaki gibidir.

Bonus Video; Zeki Müren harika türkçesi ile söylemesi çok zor olan kekere mekere tekerlemesi.

Bu tarlaya bir şinik (ölçek) kekere mekere (kuş yemi) ekmişler. Bu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış. Bu tarlaya da ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış. O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk, diğer tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğa demiş ki; 'Sen ne zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksun.' O da ona cevaben sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksan ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğum demiş.

Söylemesi zor tekerlemeler

O pikap bu pikap şu pikap

Serçe ile söyleşenin sesi semadan gelir.

Paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı

Gül dibi bülbül dili gibi, bülbül dili gül dibi gibi

Şemsi Paşa pasajında sesi büzüşesiceler

Keşkekçinin keşkekleşmemiş keşkek kepçesi

Dal sarkar kartal kalkar; kartal kalkar dal sarkar.

Şu duvarı badanalamalı mı? Badanalamamalı mı?

Şiş şişeyi şişlemiş, şişe de keşişe kış demiş.

Bu mum umumumuzun mumu.

Kırk kırık küp. Kırkının da kulpu kırık kara kırık küp.

Nankör nalbant nalları nallamalı mı, nallamamalı mı?

Kırk kartal, kırk kanadı kırık kartal. Kırkı kalkar, kırkı konar.

Kapı gıcırdatanlardan mısınız? Kıvılcım sıçratıcılardan mısınız?

Şu köşe yaz köşesi, bu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.

Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?

İbiş’ le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmiş mi, mahkemeleşememiş mi?

Bu çocuğu gıdıklasak da güldürsek mi? Yoksa gıdıklamasak da güldürmesek mi?

El alem ala dana aldı ala danalandı da biz bir ala dana alıp da ala danalanamadık.

Herkes bazlama yapıp bazlamalandı da biz bir bazlama yapıp bazlamalanamadık.

Delmişler, takmışlar. Bunu böyle yapmışlar. Delmiyelerdi, takmıyalardı. Bunu böyle yapmıyalardı.

Siz bizim Çekoslavakyalılaştırdıklarımızdan mısınız? Yoksa Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?

Üçüncü üçkâğıtçı, üçetek üçleşerek üçteker arabayla süzüm süzüm süzülen süzgeçleri süzdü.

Al şu takatukaları, takatukacıya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamazsa, takatukaları takatukalatmadan geri getir.

Bir berber bir berbere, bre berber, gel beraber berberistanda bir berber dükkânı açalım diye bar bar bağırmış.

Pireli peyniri perhizli pireler tepelerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler.

Sizin bacaya konmuş allı ballı kabaklı baykuşa, bizim bacaya konmuş allı ballı kabaklı baykuş demiş ki; Nasılsın allı ballı kabaklı baykuş..?

Hakkı haklının hakkını yemiş. Haklı Hakkı’ dan hakkını istemiş. Hakkı haklıya hakkını vermeyince haklı da Hakkı’ nın hakkından gelmiş.

Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört dergâhtan dört dev çıkar.

Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısınız, kapı gıcırdatıcılardan mısınız? Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanız, ne kapı gıcırdatıcılardanız.

Ballandıran dalları ballandırmalı mı? Yoksa ballandırmamalı mı? Yoksa o bala daldırılan baldıran dalları dallandırmalı mı, ballı dalla dallandırılmamalı mı?

Kelkit’ te keklikler Kesmik’ e dadanmışlar. Kelkitliler de Kesmik’ teki kekliklerin etine dadanmışlar.

Kelkit’ teki keklikler Kesmik’ e dadanmayaydılar, Kelkitliler de Kesmik’ teki kekliklerin etine dadanmazlardı.

Sizin damda var, beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek, sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek, bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe, siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz? demiş.

Çatalca’ da topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için Çatalca’ da topal çoban çatal yapıp çatal satar? Kâri için Çatalca’ da topal çoban çatal yapıp çatal satar.

Bir tarlaya kemeken ekmişler. Bu tarlaya iki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri kürkü yırtık erkek kel kör kirpi, öteki kürkü yırtık dişi kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne; kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.

1
07.03.2020 16:28

Boudica

AçıklamaBoudica, MS 61 yılında Romalıların Büyük Britanya'daki işgalci güçlerine karşı bir isyan başlatan, Kuzey Britanya'nın Norfolk bölgesinde yaşayan Iceni kabilesinin kraliçesi.

Doğum tarihi: MS 30, Britannia
Ölüm tarihi ve yeri: MS 61, Britannia
Eş: Prasutagus
Diğer adlar: Boudicea, Boadicea, Buddug

0
Erdi frigs paylaştı

Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır. Bertolt Brecht

#hayat #yaşam

0
10.03.2020 17:53

Kynodontas

Köpek Dişi (Kynodontas, 2009)

Hayatımda izlediğim an arızalı ve en kendine özgü filmlerden biri. Bana son derece rahatsız edici geldi. Son derece rahatsız uyudum, sabaha kadar kabus gördüm ve yorgun uyandım. Bildiğin korku veya gerilim filminin feriştahı olsa güler geçerdim. Burada çok başka bir şeye dokunuyor.

Bildiğiniz ve verili kabul ettiğiniz her şeyin nasıl da bir kurgu olabileceğini sorguluyor. Tabii bu sorgulanan içine doğduğumuz gerçeklik algısının bütün ögeleri. Aile, akrabalık, konuştuğunuz dil, nesneler ve işlevleri, her şey bunun içinde. Eğer bazılarını üstümüze alınmazsak dışa kapalı bir faşist yüce devlet ve içeride onun inandırdığı şeylere inanarak yaşayan insanlar. Böyle de bakabiliriz.

İster yüce devlet ve insanları diye bakalım ister aile yapılanlar aynı. Aslında bir köpek eğitim çiftliğindeki köpeklerden farkımız yok. Bize bu çiçeğin adı zombi denildiği için, bu hayvan tehlikeli denildiği için öyle öğreniyoruz.
Etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir bahçeli ev var. Sadece otorite figürü olan baba, dışarı çıkabiliyor bu mikro evrenden. Anne ve çocuklar, tehlikelerle dolu dış dünyaya hiç adım atmıyorlar. Dış dünyadan tek gördükleri geçen uçaklar. “Eğer uçak düşerse ilk bulanın olur!” diyorlar. Bir de arada bahçeye giren kediler olabiliyor. Çok çok tehlikeli bir vahşi yaratıktır kediler, insanı parçalar, kafatasını bile yer!

Böyle bir kapalı mikro evrende yaşayanlar denince aklınıza kim geliyor? Kuzey Koreliler mi? Hayır sadece onlar değil, dünyanın en gelişmiş, en müreffeh toplumları bundan farklı değil. Aidiyetimize dair her şey, ailemiz, değerlerimiz, inançlarımız, her şey ama her şey kocaman bir kurgunun bir parçası. Arada bu kurguyu zora sokan, bir farklı fikir oluşturan, dış evrene dair bir ipucu veren yeni bir şeyle karşılaşırsak da hep beraber ondan nefret ediyoruz. Zaten babamız da o dış dünyadan gelen Bruce Lee filmi mi her neyse o kasedi kafamıza vura vura kırıyor ve bizi olası tehlikelerden koruyor.

Filmde bolca çıplaklık sahnesi de var, insanı cinsellikten soğutacak kadar ruhsuz ve itici tasvir edilmişler özenle. Zaten erişkin yaşa gelmiş bir erkek çocuğu var. Onun cinsel ihtiyaçları olacağı var sayılıyor. İki erişkin kız kardeşi için böyle bir şey söz konusu değil. Oğlan için dış dünyadan bir kadın getiriliyor. Ama dış dünyadan bir etmenle iletişim bütün otoriter sistemlerde olduğu gibi sistemin çökmesinde ilk adım oluyor.

Samimi kanaatim şu: kendi adıma sanatta kışkırtıcı ve rahatsız edici anlatım tarzını sevmiyorum. Daha önce Haneke'nin La Pianiste filminde bu duyguya kapılmıştım. “Neden çiş, jilet ve kusmuk imgelerine maruz kalıyoruz” diye sormuştum. Buna cevap olarak “modern insanın naturası bir eskatolojik miti öngörmektedir, parametrelerini kaybetmiş bir ben'in artık ötekiyle olan sınırlarını kestiremeyen bir görüngeye hapsolarak, kendi özbilincinin tutsağı olması” diye bir yazı okudum. Benim cahilliğime verin, insanın doğasını ve toplumsal sınırları anlatmanın tek yolu, kadına film boyunca defalarca şırıl şırıl ortalık yere çiş yaptırmak ve bize bunu seyrettirmek mi? Sanmıyorum.

Hepimiz, öyle ya da böyle akvaryum balığı gibiyiz. Dış dünyanın varlığını algılasak bile akvaryumun dışına çıkabilme olasılığımız az. Böyle mükemmel bir konuyu, izleyiciyi rahatsız etmeden, sıkmadan, yormadan, terörize etmeden ve eğlendirerek vermek çok zor. Benim kendi adıma sanattan beklentim tam olarak bu işte. Bu zorluğu aşması.

#köpekdişi

Kaynak: Muammer Özdemir

1