22.06.2019 23:42

Kuşların acı biberi algılamaması

“Birisinin kırmızı biber yerken aldığı yanma duygusu, kapsaisin maddesinden ileri gelir. Bu madde, yapı olarak vanilyaya benzer. Kapsaisin, meyveleri yerken, o arada tohumlan da yiyebilen memelileri uzaklaştırmaya yarar. İnsan dahil tüm memeliler, mukoza membranlarında kapsaisini bağlayan alıcı moleküllere sahiptir. Bu moleküller, beynin acı olarak algıladığı sinir güdülerini başlatır. Diğer taraftan tohumları yayma aracı olarak bitkilere faydalı olan kuşlar, kapsaisinin acıya neden olan etkisini duymazlar. Ancak, kapsaisin kuşlarda ishale neden olarak, tohumların sindirim sisteminde fazla beklemeden dışkı yoluyla dışarı atılmasını sağlar. Kapsaisinin tohumları taşımada yardımcı olan kuşları değil de memelileri uzaklaştırması, bitkilerin kimyasal savunmalarını yönlendirmedeki olağanüstü yeteneklerini ortaya koyan başka bir kanıttır. “

0
20.06.2019 19:50

Kitap Tavsiyeleri

#TavsiyeKitapÖnerileri

Merhaba arkadaşlar bu başlık altında okuduğunuz ve etkilendiğiniz kitapları yazabilirsiniz. Kısa alıntılarda kullanabilirsiniz. Benim en son okuduğum ve etkilendiğim kitap Küçük Prens, uzak diyarları araştırmakla çok meşgul olduğu için kendi dünyasını keşfetmeyi reddeden bir coğrafyacıyla karşılaştığında öğreniyoruz ki keşfetmek istediğimiz yerleri araştırırken aslında hiçbir yere gitmemiş olma tuzağına düşmek çok çok kolay. Bende bıraktığı motto; Keşfetmek için içgüdülerini takip et.

5
15.06.2019 16:36

Yurt dışında dikkat edilmesi gerekenler

Abd: Bahşiş vermeyi unutmayın.
Almanya: Doğum gününden önce doğum günü tebriği yapmayın.
Çin: Hediye olarak saat ya da şemsiye vermeyin.
Fransa: Para hakkında kon/uşmayın ya da parayla ilgili sorular sormayın.
Hindistan: Topluluk içinde karşı cinsten birine dokunmayın.
İngiltere: İnsanların ne kadar para kazandıklarını sormayın.
İrlanda: İrlanda aksanını taklit etmete çalışmayın.
İtalya: Resteronda kahve siparişi vermeyin.
Japonya: Bahşiş bırakmayın.
Meksika: Yerli halkın şakalarına gücenmeyin.
Norveç: Kiliseye gitmek hakkında sorular sormayın.
Şili: Elinizle yemek yemeyin.
Türkiye: Okey manasına gelen el işaretini yapmayın; çok rahatsız edici bir anlamı vardır.
Singapur: Toplu taşıma araçlarında yemek yemeyin.
Ukrayna: Çift sayılar adetinde çiçek vermeyin.
Yeni Zelanda: Kornaya basmayın çünkü bu insanları aşağılamak anlamına gelir.

0
12.06.2019 19:08

İBB personelinin imamoğlu aleyhine miting yapması

Kaynak

istanbul büyükşehir belediyesi'nin saraçhane'deki binası bugün tarihi bir güne tanıklık etti. siyasi tarihimizde ilk kez, belediye işçileri, belediye başkan adaylarından birisini protesto etmek için bir araya geldi. ibb çalışanları adına yapılan açıklamada “istanbulumuz için yıllardır kaynakları etkin ve verimli kullanarak yapılan yüzlerce hizmet ve faaliyeti bir algı operasyonu ile ‘israf’ kavramına sıkıştırma ‘insafsızlığı’ gösterenleri kınıyoruz” denildi. grup adına açıklamayı ünlü trafik uzmanı ibb çalışanı murat kazanasmaz yaptı...

istanbul büyükşehir belediyesi çalışanları saraçhane’deki belediye binası önünde “ekrem imamoğlu karşıtı” miting düzenledi.

mitingin duyurusu ibb’nin basın bürosundan “ibb çalışanları çağrıda bulunacak” başlıklı ‘resmi’ açıklama ile yapıldı. duyuruda “istanbul büyükşehir belediyesi çalışanları, istanbullulara hizmet etmek vaadiyle yola çıkanları, iftira, karalama, çarpıtma ve yalanları terk ederek, hizmet belediyeciliğinin kurumsallaştığı ibb’yi yıpratmaktan, istanbulluya hizmet eden binlerce ibb emekçisini iftiralarla toplum nezdinde küçük düşürmekten vazgeçmeye davet edecek” denildi. eylem ibb canlı yayınlandı. ibb binası önünde toplanan çalışanlar adına açıklama yapan ibb trafik radyosu koordinatörü murat kazanasmaz sözlerine “son günlerde yaşananlar hakkında binlerce istanbul büyükşehir belediyesi çalışanı adına çağrıda bulunmak üzere karşınızda bulunuyoruz” diyerek başladı. kazanasmaz, istanbul'a severek hizmet ettiklerini belirterek “fakat içinden geçmekte olduğumuz süreçte, hizmetlerimiz ve emeğimizin organize biçimde yıpratılmaya çalışıldığını üzülerek görüyoruz. gözbebeğimiz istanbul ve çok değerli istanbullular için birbirinden farklı yüzlerce alanda değer, proje, istihdam ve hizmet üretmekteyiz. fakat bazı faaliyetler ve hizmetler, denetlenebilen milyonlarca işlem arasından bağlamından koparılarak, çarpıtılarak iftiraya dönüştürülmekte ve binlerce ibb çalışanı söylemlerin aksine emekleri hiçe sayılarak hedef gösterilmektedir” dedi.

kaynağı belirsiz, dayanaksız…

kazanasmaz, günlerdir kaynağı belirsiz, dayanaksız, tek bir hedefe yönelik, sadece iftiradan ibaret olan haber, köşe yazısı ve sosyal medya paylaşımları yapıldığını savunarak “bu art niyetle üretilen haber ile ibb'nin 15 milyonu aşkın istanbullu için yıllardır kanun ve hukuk çerçevesin de yapılan çok kıymetli hizmet ve faaliyetleri, bilinçli ve sistematik olarak değersizleştirilmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.

israf algı operasyonu

istanbul için ideolojilerden, günübirlik çıkarlardan çok daha ötede, kutsal bir görev bilinciyle ve aşkla çalıştıklarını söyleyen kazanasmaz şöyle devam etti: “bu bağlamda gündeme getirilen ve gerçeği yansıtmayan iddiaların, emeğimizi ve istanbul'a hizmet etme motivasyonumuzu hedef aldığını düşünmekteyiz. şu bilinmelidir ki; bir dünya markası olan ibb, ideolojik kavgalara ve kişisel makam hırslarına malzeme edilmeyecek kadar köklü ve değerlidir. bu nedenle 131 ülkeden daha büyük olan istanbulumuz için yıllardır kaynakları etkin ve verimli kullanarak yapılan yüzlerce hizmet ve faaliyeti bir algı operasyonu ile ‘israf' kavramına sıkıştırma ‘insafsızlığı' gösterenleri kınıyoruz. istanbullulara hizmet etmek vaadiyle yola çıkanları, iftira, karalama, çarpıtma ve yalanları terk ederek, hizmet belediyeciliğinin kurumsallaştığı ibb'yi yıpratmaktan, istanbulluya hizmet eden binlerce ibb emekçisini iftiralarla toplum nezdinde küçük düşürmekten vazgeçmeye davet ediyoruz.”

açıklamanın ardından ibb çalışanları alkışlı eylem yaptı. eyleme, bir çok birim ve şirketin çalışanlarının yanı sıra avukatlar ve bir imam da katıldı.

5
11.06.2019 20:42

Para biriktirme tavsiyeleri

Bilimsel Olarak Kanıtlanmış Para Biriktirme Tavsiyeleri

Davranışsal ekonomi uzmanı Wendy de la Rosa yaptığı harcamalardan pişmandı, ancak kendisini asla durduramayacakmış hissediyordu. Siz de aynı şeyi hissediyorsanız doğru yerdesiniz. Çünkü yazımızda harcamaları kontrol altına alma, daha da önemlisi para biriktirme konusunda sizlere yardımcı olacak işlerliği bizzat Wendy de la Rose’un içinde bulunduğu araştırmalarla da kanıtlanmış bir dizi yöntemi paylaşacağız.

Hepimiz para biriktirmenin ne denli önemli olduğunun da bunu sıklıkla yapmamız gerektiğinin de farkındayız. Ancak yine de çoğumuz olabildiğince az tasarruf ediyoruz. Neden mi? Belki para söz konusu olduğunda aptallaşıverdiğimizdendir. Belki de irade gücünden yoksun olduğumuz içindir, ne dersiniz?

Aradığımız cevap her ikisi de değil, çünkü tasarruf miktarı büyük ölçüde çevresel faktörlere bağlıdır.

Şöyle açıklayalım. 2017 yılında davranışsal ekonomi uzmanları ek gıda yardımı alan kişilerin iki gruba ayrıldığı bir çalışma yaptılar. Gruplardan birine yardım bedeli aylık olarak sunuldu. Diğer gruba ise tamamıyla aynı miktar haftalık ödemeler halinde teslim edildi.

Araştırmanın sonunda ne mi oldu? Yardım bedelini haftalık olarak alanların bütçelerini aylık bazda alanlardan çok daha iyi yönettiği ortaya çıktı. Para miktarı tamamen aynıydı fakat gelirlerini algıladıkları koşullar bir başka deyişle çevresel faktörler – örneğimizde değiştirilen çevresel faktör zamanlamaydı – değiştirilmişti.

Peki, bu araştırma ne işe yaradı? Ek gıda yardımları ayda bir kez toplu olarak dağıtılmaktaydı. Sosyal bilimlerden de hatırlayacağınız üzere toplu meblağlar almak kusurlu bir güvenlik hissine yol açabilecek ve nihayetinde de bütçe yönetimi becerimizi engelleyecek bir “havadan gelen zahmetsiz para” zihniyeti oluşturabilmektedir. Böylesi bir durumun gelir kaynaklarının dağılımında bozukluğa sebep olma ihtimali ise oldukça yüksektir.

Hepimiz böylesi bir beklenmedik kazanç zihniyetinin hedefi olabilme potansiyeline sahibiz. Birçoğumuz maaş günümüzde para harcama konusunda daha bir hevesli olmaz mıyız? Bu da işin sonunda çok fazla harcama yapmanız anlamına gelir. Tabi ödeme döngümüzün son günlerine doğru paramız iyiden iyiye azaldığında bu heves de bir hayli azalır. Anlayacağınız bu zihniyetten kurtulmak istiyorsanız, gelirinizi yıllık veya aylık olarak değil haftalık miktarlara bölmeli ve harcamalarınızı bunu düşünerek yapmalısınız.

İşte para konusunda çok daha makul kararlar vermenize ve sonucunda tasarruf etmenize yarayacak yöntemler:

1.Sıklıkla yaptığınız küçük çaplı satın alımlara odaklanın.

Wendy de la Rose’un da içinde bulunduğu davranışsal ekonomi uzmanlarının yaptığı bu araştırmada birkaç farklı çalışma bir arada yürütüldü ve insanlardan en çok hangi tür satın alımlarından pişman olduklarını söylemeleri istendi. Açık hesap faiz ödemelerinin ardından gelen bir numaralı pişmanlık dışarıda yemek yemeye harcanan paralardı. Bu pek çoğumuzun düzenli olarak yapmakta olduğu bir satın alma işlemi olsa da tasarruf açısından bakıldığında durum göründüğü kadar masum değildir-hatta bir nevi ölüm fermanınızı imzalamak gibidir desek abartmış olmayız. Burada bir kahve, şurada bir börek derken hepsi bir araya gelir ve birikim yeteneğimizi iyiden iyiye azaltır.

Wendy de la Rosa, yazımızın kaynağını oluşturan TED konuşmasında New York’ta yaşadığı dönemde en çok pişman olduğu satın alımın ulaşım uygulamalarına yönelik yaptığı harcamalar olduğunu belirtiyor. Gelin bu deneyimi bir de kendi ağzından dinleyelim:

“Bir ay sonu harcamalarımı kontrol ederken bir baktım ki 2,000 doların üzerinde bir parayı ulaşım uygulamaya harcamışım! Üstelik bu aylık kiramın dahi üstünde bir miktardı.

Bu gidişatı değiştireceğime yemin ettim ve tüm ay çabaladım, gelecek ay masraflarımı tekrar incelediğimde bir de ne göreyim: 2000 dolar! Hiçbir değişiklik olmamıştı. Neden mi? Harcama hakkında edindiğim bilgiler, gerçekten istememe rağmen davranış biçimimi değiştirmeye yetmemiş, istenilenin tam aksi bir sonuç almama sebep olmuştu. Çünkü ortamımı değiştirmek için hiçbir şey yapmamıştım.

Şaşkınlığımı üzerimden atar atmaz şu iki şeyi yapmaya karar verdim. İlk olarak söz konusu uygulama ile kredi kartım arasındaki ödeme talimatını iptal ettim ve ödemeyi 300 dolar limitli bir banka kartına bağladım. Bundan daha fazlasına ihtiyacım olursa, karta daha fazla para ekleme veya farklı bir karta geçme işlemlerinin onca zahmetine katlanmak zorunda kalacak ve muhtemelen uygulamayı kullanmaktan vazgeçecektim. Araştırmalarımızın da gösterdiği üzere her bir tıklama ya da karşılaştığımız her bir engel davranışımızı etkiliyordu ve ben bu tarz zor durumların üstesinden gelme ihtimalimizin son derece düşük olduğunu en iyi bilenlerden biriydim.

İkinci kararım ise şuydu: Kendime bir sınır koydum. Sonuçta biz insanlar makine değiliz; kafamızın içinde yaptığımız harcamaları an be an kaydedecek veya mevcut harcamalarımız ile harcama limitimizi karşılaştıracak bir hesap çizelgesi ile de dolaşmıyoruz. Ancak, beynimiz bir şeyi kaç kez yaptığımızı saymak gibi daha basit sayılara odaklanmakta son derece iyi. Bu yüzden kendime ulaşım uygulamalarını yalnızca haftada 3 kez veya ayda 12 kez kullanacağımı söyledim. Bu sistem, tipik davranışımda hatırı sayılır bir düşüşe neden oldu – daha önceleri uygulamayı ayda 50 ila 75 kez kullanıyordum. Bir kota sistemi uygulamak beni seyahatlerimi yeniden düzenlemeye dolayısıyla da azaltmaya zorladı.”

Sizler de kendi harcamalarınıza bir göz atın ve en pişman olduğunuz satın alımları belirleyin. Ardından harcamalarınızı zora sokmak adına koşullarınızı değiştirin. Örneğin satın alımlarınız genellikle bir web sitesi üzerinden gerçekleşiyorsa ödeme bilgilerinizi ve adresinizi siteden ya da tarayıcıdan tamamıyla silmeyi deneyebilirsiniz- böylece her satın alımda bu bilgileri girmeniz gerekir. Eğer alacaklarınızı bir uygulama üzerinden satın alıyorsanız- ancak uygulamasız da satın alım yapmanız mümkünse –söz konusu bu uygulamayı telefonunuzdan kaldırabilirsiniz. Ayrıca limiti belirlenmiş bir banka kartı kullanmak yerine bu tutarı ATM’den nakit olarak çekebilir ve sınırlı bir biçimde harcamayı da deneyebilirsiniz.

2. Tüm benliğinizi tasarruf yapmaya adayın.

Biz insanlar temelde kendimizi iki farklı şekilde görürüz: bugünkü halimiz ve gelecekteki halimiz. Geleceğe her daim umutla bakarız. Gelecekte kusursuzuzdur.Spora vakit ayıracak, çok çalışacak, ebeveynlerini daha fazla arayacak, emeklilik için para biriktirecek olan hep gelecekteki halimizdir. Ve para biriktirmememizin bir nedeni de gelecekteki halimizin bu durumla dahi baş edebileceğine olan sonsuz inancımızdır. Gelecekteki bizin bugünkü biz ile aynı kişi olduğunu ve bugünkü halimizin de bu güzel şeyleri yapmaya bir an evvel başlaması gerektiğini ise sıklıkla unuturuz.

Davranışsal ekonomi uzmanları insanların tasarruf yapması için en iyi zamanın vergi iadelerini aldıkları dönem olduğunu bildiklerinden şöyle bir çalışmaya imza attılar. İlk gruba şubat ayında- vergi beyannamelerini doldurmadan önce yetişmeyi umarak – mesaj atıldı ve şu soru soruldu: “Vergi iadesi alırsanız, yüzde kaçını tasarruf için ayırmak istersiniz?” Bu cevaplanması oldukça zor bir soruydu. İnsanlar henüz vergi iadesi alıp almayacaklarını veya ne kadar alacaklarını bilmiyorlardı, ancak soru yine de soruldu ve cevaplarının bağlayıcı olacağını söylendi.

İkinci grupta ise insanlara tüm işlemleri bitirip iadelerini yaptıktan ve ödemelerini aldıktan hemen sonra aynı soru yöneltildi “İadenizin yüzde kaçını tasarruf etmek istersiniz?” Tıpkı diğer grupta olduğu gibi onlara da cevaplarının bağlayıcı olacağı belirtildi.

Ne mi oldu dersiniz? İkinci grupta yer alanlar – vergi iadesini henüz alanlar – bu miktarın yüzde 17’lik bir kısmını tasarruf etmek istediklerini söylediler. Ancak ilk grup yüzde 10 oranında bir artışla yüzde 27’lik bir tasarrufta bulunmak istediklerini belirtti.

Peki, sonuç neden farklıydı? Çünkü ilk gruptan gelecekteki benlikleri adına cevap vermeleri istenmişti ve elbette gelecekteki halimiz daha fazla para kazanabilirdi. Aynı inançtan geleceğe yönelik birikim taahhütleri yapma konusunda da yararlanabilirsiniz. Örneğin, tasarruf kararlarını önceden vermenizi sağlayacak Qapital, Digit veya Chime gibi uygulamalara kaydolmayı deneyebilirsiniz.

Ancak, söz konusu taahhüdün gerçek sonuçları olması da önemlidir – bu kolayca sıyrılabileceğimiz içi boş bir taahhüt olmamalıdır. Gelecekteki halimiz için bugünden aldığımız kararlar önem arz etmeli ya da bir şeyler ifade etmelidir. Vergi tasarrufu deneyinde kullanıcılar ne kadar tasarruf etmeyi planladıklarını söylediklerinde gerçek bir taahhütte bulunmuşlardı; iade paralarının doğrudan tasarruf hesaplarına aktarılacağını biliyorlardı.

3.Dönüşüm anlarını avantaja çevirin.

2017 yılında belirli bir yaş üstündeki yetişkinlere ev paylaşma konusunda destek sağlayan bir web sitesine ilişkin bir deney gerçekleştirildi. Sosyal medya üzerinden 64 yaşındaki nüfusu hedef alan iki farklı reklam yayınlandı. İlk gruba yönelik reklam şöyle diyordu: “Hey, yaşlanıyorsunuz. Peki, emekliliğe hazır mısınız? Ev paylaşımı size yardımcı olabilir. ”İkinci gruba yönelik reklam ise daha spesifikti:“ 65 yaşına girmek üzeresiniz. Peki, emekliliğe hazır mısınız? Ev paylaşımı size yardımcı olabilir. ”

İkinci gruba yönelik reklamın amacı insanların deneyimledikleri bu dönüşüm sürecini vurgulamaktı. Sonuç olarak, insanların oranları inceleme ve nihayetinde de siteye kayıt olma oranlarının hatırı sayılır miktarda arttığı gözlemlendi.

Psikolojide bu duruma “yeni başlangıç ​​etkisi” adı verilir. Şöyle düşünün: Yeni bir yıl ya da yeni bir mevsimin başlangıcında harekete geçmeye yönelik motivasyonunuz daha bir artmaz mı? Bunu kendi hayatınıza uyarlayabilmeniz de mümkündür, örneğin tam da bugün gelecek doğum gününüzden bir gün öncesi için takviminize bir toplantı koyun. Finansal anlamda en çok yapmak istediğiniz şeyleri tanımlayın ve kendinizi bunlara adayın- bir emeklilik tasarrufu hesabı açmak, öğrenci kredilerinizi ya da kredi kartı borcunuzu birleştirmek gibi. Ve fikrinizi asla kaçamayacağınız ya da iptal edemeyeceğiniz cazip bir davete dönüştürün.

0