Aziz Nesin

0 05.07.2019 18:17

Mehmet Nusret Nesin, bilinen adıyla Aziz Nesin, kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarı.

Doğum tarihi: 20 Aralık 1915, Heybeliada, Türkiye
Ölüm tarihi ve yeri: 6 Temmuz 1995, Alaçati, Türkiye
Edebî akım: Toplumcu gerçekçilik
Çocuklar: Ali Nesin, Oya Nesin, Ahmet Nesin, Ateş Nesin
Filmler: Zübük, Gol Kralı, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Aqwa Alregal

07.07.2019 15:51

Kral

07.07.2019 17:18

Bu muhtesem şiir gibi daha nicelerinin yazarı unutulmaz isim.

Bagışla
Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldigim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her sey bitmiştir çoktan
Ya hiç bir sey başlamamiş
Öyle bir zamannda geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bagışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş kala

07.07.2019 17:20

Cenazesi bakanlar kurulunun izni ile çocuklar için kurduğu vakıfın bahçesine defnedilmiştir. gömüldüğü tam yer ise gizli tutulmaktadır.

08.01.2020 12:24

Aziz Nesin , Sabahattin Ali' nin ölümü sonrası sorgulanırken,

"Savcılık odasına önce beni çağırdılar.Aklımda kaldığına göre , savcının adı ya Davas ya da Davaslı'ydı.Savcının masasının karşısındaydım.Savcı,
- Sizi tanıklık için çağırdık, dedi, bazı eşya göstereceğim, kimin olduğunu bilirseniz, söyleyin!
Masanın altında duran ak bezden bir torbadan bir pantolon çıkardı.İlk bakışta SABAHATTİN'in pantolonu olduğunu tanıdım.Yünlü kumaş, boz renkli , kahverengi damalı...
Savcı sordu:
- Kimin olduğunu biliyor musunuz ?
o zamanlar öyle zor koşullarda , bunalımlı , baskılı bir dönemde yaşıyorduk ki, öyle haksızlıklarla karşılaşıyor , öyle uydurma nedenlerle cezaevlerine atılıyorduk ki , herşeyden kuşkulu , çekinir olmuştuk.Savcı, elinde, bir arkadaşınızın pantolonunu tutuyor ve size , "Bu kimin?" diye soruyor.Altından ne çıkacağı hiç belli değil.SUÇSUZ OLMAKLA DA İNSAN CEZADAN KURTULAMIYOR.Suçsuzluğumuz mahkemede anlaşılana dek beş altı ay cezaevinde yatırıldığımız çok olmuştu.
Savcıya ,
- Hayır bilmiyorum... dedim.
Savcı , dinginlik içinde pantolonunu koyduğu torbadan kırılıp iki parça olmuş pipo çıkardı.
- Bunu biliyor musunuz kimindir?
Sabahattin davranışlarıyla , yüzüyle konuşmasıyla olduğu denli , giyinişiyle de özgün bir kişiydi.Eşyası hemen tanınırdı.Sabahattin 'in iki parça olmuş piposunu tanıdım. Bir ürküntü duydum.
- Bilmiyorum, dedim.
Savcı ,bu kez torbadan bir not defteri çıkardı.Sayfalarını açıp gösterdi.Yaazıların çoğu eski yazıydı.Sabahattin'in el yazısını elbet tanımıştım.Herşeyi özgün demiştim ya , SABAHATTİN YEŞİL MÜREKKEPLE YAZARDI.
- Bu yazıların kimin olduğunu biliyor musunuz ?
Açıkcası başıma gelen onca olaydan sonra , UYGULANAN ADALETE HİÇ GÜVENİM KALMAMIŞTI.Onun için doğruyu söylemenin mi , söylememenin mi uygun olacağını kestiremiyordum.Ama YEŞİL MÜREKKEPLE yazılmış Sabahattin' ,in yazılarını görünce , kimin olduğunu söylememezlik edemezdim.İşin içinde bir kötü şey olduğunu sezinleyip ürperdim.
Savcı cevabımı beklemeden , torbadan kırık gözlük camları çıkardı.Sabahattin 'in çerçevesiz gümüş saplı gözlüğünün camları , kırık camları...
Ne denli sarsılıp bozulduğumu savcıda anlamış olmalı ki, bu kez sormadı açıkladı:
- Bulgaristan sınırında çalılar arasında bir yerde bir ceset bulunmuş.Cesedin üstünden bu eşya çıkmış.Eşyanın Sabahattin Ali' nin olduğu sanılıyor.
Savcının elindeki kırık gözlük camlarına baktım, gözlerim doldu.
Savcı , torbadan Sabahattin Ali'nin pantolonun kumaşından spor ceketini çıkardı.
- Evet Sabahattin' in... dedim.,
Sesim titriyordu.
Ceketin üzerinde kurumuş kan lekeleri vardı.
Savcının yazılı ifademi alıp almadığını şimdi anımsayamıyorum.
Savcı,
- Bir cinayetin üzerinde duruyoruz .Kovuşturmanın güvence altında yürütülebilmesi için , Sabahattin Ali' nin eşyasını gördüğünüzü , burdaki konuşmamızı hiçkimseye söylemeyin... dedi.
Kendimi tutup ağlamamak için sesimi çıkarmadım.Dışarı çıktım...
***
Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim, Aziz Nesin (Sayfa 334 - Nesin Yayınevi - 10. baskı (2015))