Bugünlerde zorlanıyorum herkes gibi herkes kadar... Kendimi ve partnerimi motive etmek için birçok argüman arıyorum her gün yeniden ve yeniden. 12 gün oldu, sokaklarda şöyle bir nefes almak, sokağın kokusunu içime çekmek, özgür hissedebildiğim kadar özgür salınmak öylesine... Mümkün olmadı. Evimin balkonuna çıkmak konusunda dahi ürkek, temkinli ve dahi endişeliyim. Her gün bir pazar sabahının saat 8'ine uyanmış gibi uyanıyorum. Kent ıssız ve sessiz gün boyu, gün boyu ıssız kaldık her birimiz, farkındayım. İyi ki internet var dediğimiz bir dönemdeyiz, biliyorum. İyi ki teknoloji gelişti ve birbirimize ulaşmak için çok çabalamak zorunda kalmadık. Evet ne iyi... Aslında ne kadar farkındayız bu iyilikler dilediğimiz cağnım teknoloji bizi yedi? Kaç milyar yıldır varız? Bildiğimiz ne kadarı, bir de bilmediğimiz/vakıf olmadığımız kısmı var... Fakat her birimizin vakıf olduğu bir gerçeklik var: tüketiyoruz, tüketiyoruz, tüketiyoruz! Doğayı, sonsuz olduğunu sandığımız ve sonsuz olmayan kaynakları, duyguyu, düşünceyi, insanı, her şeyi tüketiyoruz! Bir olaya bakış açımız bir diğerinde açığa veriyor kendisini. Ben tüketmiyorum diyen, bugünlerde dürüst davranmamış derim. Her birimiz payımıza düşenden fazlasını tüketiyoruz. Suyu, elektriği, duyguyu, düşünceyi, insanı ve dahi nefesi tüketiyoruz. Ezber edindiğimiz bilgilerin bir adım ötesi bizi korkutuyor. Çünkü ezber edilen bilginin içerisine de iyice işlenmiş, fazlasını hayal etmememiz gerektiği... Ne olursunuz bu ezber bilgilerden sıyrılalım, bu doğruluğu tartışılmamış bilgilere güvenimiz eksilsin, kendimizi bir şeye topyekün teslim edişlerimiz bitsin. Dışarıda bir dünya var, gidelim onu kendimiz keşfedelim! Kimsenin doğruları, yanlışları olmadan...
Seninle aynı duyguları paylaşıyorum canım, internet iyi ki var. Sokağa korkmadan çıkmayı o kadar özledim ki..