çok bilinmeyen bir la fontaine masalı olan "işveren ile çalışan"da geçer bu tabir.
her zamanki kabından yemek yerken, bir gün o yemeğin içeriğini öğrenir adam. bu içeriği, yemekle birlikte, kendisine bilmeden yedirilen malzemeleri öğrendiği zaman, adamın midesi bulanır, bağırsakları bozulur, dışkılama isteği baş gösterir. hemen salmaz, kendini ikna eder, "sıçarım böyle işin içine" diyerek ortalığa sıçabilecekken, bir anda vazgeçip, ortalığa sıçmamak için ortamdan uzaklaşır. gel gör ki alışkanlık gitmiş, farkındalık gelmiştir. bilgi acıtır, ama bir kez edinildikten sonra da cahillik seçilemez. artık, adam, daha dikkatli bakışlarla, başka kaplar, daha düzgün yemekler ister. haliyle, eski kabı da, bulunduğu ortamı da terk eder. ancak pislik miktarı bol olan bu yemeği veren şahıs, artık onun yemeğini ve kabını sevmeyenin kaçış eylemini, yine de "yediği kaba sıçtı" şeklinde değerlendirir. çünkü, her saçmalığa katlanıp yanında olanı "kardeş", onu beğenmeyip, terk edeni anında "nankör" ilan eden bu şahıs, dünyayı büyük bir boktan ibaret görmektedir, gözlerine bok oturmuştur. kaka, sıç, bok...
ihanet edene, nanköre, hainlere, içimizdeki irlandalılara sözlük konjonktürü gereği edilebilesi uygun küfür -deyim-
çok bilinmeyen bir la fontaine masalı olan "işveren ile çalışan"da geçer bu tabir.
her zamanki kabından yemek yerken, bir gün o yemeğin içeriğini öğrenir adam. bu içeriği, yemekle birlikte, kendisine bilmeden yedirilen malzemeleri öğrendiği zaman, adamın midesi bulanır, bağırsakları bozulur, dışkılama isteği baş gösterir. hemen salmaz, kendini ikna eder, "sıçarım böyle işin içine" diyerek ortalığa sıçabilecekken, bir anda vazgeçip, ortalığa sıçmamak için ortamdan uzaklaşır. gel gör ki alışkanlık gitmiş, farkındalık gelmiştir. bilgi acıtır, ama bir kez edinildikten sonra da cahillik seçilemez. artık, adam, daha dikkatli bakışlarla, başka kaplar, daha düzgün yemekler ister. haliyle, eski kabı da, bulunduğu ortamı da terk eder. ancak pislik miktarı bol olan bu yemeği veren şahıs, artık onun yemeğini ve kabını sevmeyenin kaçış eylemini, yine de "yediği kaba sıçtı" şeklinde değerlendirir. çünkü, her saçmalığa katlanıp yanında olanı "kardeş", onu beğenmeyip, terk edeni anında "nankör" ilan eden bu şahıs, dünyayı büyük bir boktan ibaret görmektedir, gözlerine bok oturmuştur. kaka, sıç, bok...