Tevazu
Tevazu, alçakgönüllülük, gösterişsizlik, yalınlık anlamına gelir.
Tevazu, bir insanın kendisini başkalarından daha büyük, daha üstün, daha önemli ve daha değerli olarak görmemesi halidir. İnsanın, varlığını, mevkini, kariyerini, yetkisini, ününü, fiziksel görünümünü ve bilgisini ne kadar yüksek olursa olsun, bütün bunları başkalarından üstün ve değerli olma özelliği olarak görmemektir.
Alçak gönüllü olmak, kendimizi, kimliğimizi, kişiliğimizi, değelerimizi kaybetmememizi sağlar.
Tevazu, manevi bir sığınaktır. İnsanı kibrin yokedici etkisinden korur.
İnsanın istekleri sınırsızdır. Yetinmeyi bilmedikten sonra, dünyalar bizim olsa bile aç gözlülüğümüz dinmez. Biz, kanaati tevazu ile öğreniriz.
Hayatı farketmek ve ondan keyif alabilmek,alçak gönüllü olmaya bağlıdır.
Alçak gönüllü insan, sınırlarını bilir, yani haddini bilir.
Her şeyde iyi olamayacağını kabul eder.
Kendi hatalarını analiz edebilir.
Ben merkezci ve bencil değilidir. Her şeyi kendine mal etmez. "Bizim kültürümüzde 'ben' demek terk-i edeptir."
Alçak gönlüllü insan, başkalarına karşı müteşekkir olur.
Kendini başkalarıyla kıyaslamaz; kendisi ile kıyaslar. Öğrenmeye açıktır.
Einstein; "Ego bir / bilgi" der. Bilgi ne kadar çoğalırsa ego o kadar azalır.
Mütevazı insanın hayatında, sadelik hakimdir. Marka ve tüketim tutkusundan uzaktır.
Gösterişsizdir. Gösteriş dünyası, hayatta kendine kasıntı rolü biçmiş bir sürü kibir budalası insanla doludur.
Küçük şeylerden keyif almayı, tevazu sayesinde başarırız.
Mütevazı bir insansanız, hiçbir arkadaşınız değersiz değildir.
Mütavazı insanın hayat amacı, kariyer, mevki, makam ün ya da değeri sadece parayla ölçülen hedefler değil, ahlaki erdemlerdir.
Mütevazı insan affedicidir. Onun için tasavvuf büyüklerinden Cüneyd-i Bağdadî, “Tevazu şefkatli olmak, benliği kırmaktır” der.
Mütavazı insan, kötülüğe dahi iyilikle karşılık verir.
Kendinde başklarına yardım etme konusunda, sorumluluk hisseder.
İnsanlar arasında kibir kadar kin doğuran, tevazu kadar sevgi üreten başka bir şey yoktur
Mütevazı insan, cömerttir, yardımseverdir.
Atebetü’l Hakâyık kitabında, Edib Ahmed Yükneki şöyle der: "Büyüklenme elbisesini giyindin ise hemen üzerinden çıkarıp at. Halka karşı kibirle göğüs kabarttınsa, dilini hemen düzelt. Allah’ın varlığına ve birliğine inancın belirtisi alçak gönüllü olmaktır. Eğer sen de inananlardansan alçak gönüllü ol."