Arjantin Karıncası' nın dünyayı fethetmesi ve sayılarının insanları geçmiş olmasının anlatıldığı bu videoda evrimsel sürecin nasıl işlediği çok güzel anlatılıyor. Anavatanları Parina Nehri' nin taşkın yataklarında hızla çoğalan bu tür her yeni nesilde yeni bir kolonide hızla ilerleyen mutasyonlu popülasyonlara evriliyorlar öyle ki Dna' larındaki değişim sonunda onları birbirlerine düşman hale getiriyor. Eşit güçlerin bu savaşlarında üstünlük sağlamaları da mümkün olamıyor. Sonra bir gün insan müdahelesi işin içine girince hikayenin seyri bambaşka bir yöne değişiyor. Sınırlı sayıdaki kraliçe karınca gemilerle Kuzey Amerika ve Cebelitarık' a geçiyor ve yeni habitatlarında düşman kolonilerin yokluğunda yeni nesillerde genetik çeşitlilik ilerlemiyor; artık rakipsizler ve süper, mega kolonilere dönüşüyorlar. Ama bundan böyle tarım alanlarının en büyük düşmanı olmaya başlıyorlar; çünkü en büyük tarım zararlısı yaprak bitinin yavruları bitkiler üzerinden özümsedikleri tatlı sıvıyı bu karıncalara ikram ederek kendi sağkalımlarını garantiye alıyorlar.
Onlarla başa çıkabilen tek canlı Kırmızı Orman Karıncaları (ve bu müthiş ekosistem zararlısıyla mücadele için kullanılıyorlar, ülkemizde de bilhassa çoğaltılıp bu karıncaların yaşadıkları alanlara bırakılıyorlar. Bu sayede ilaçlama ile yapılan mücadelenin çevrede yaratacağı tahribat bertaraf edilebiliyor.)